Dendi ki: "Ey Nuh! Katımızdan esenlikle in. Sana ve sana tabi olan topluluklara bereketler olsun. Ama öyle toplumlar da olacak ki, onları dünya nimetlerinden yararlandıracağız, sonra onlara Bizden can yakıcı bir azap dokunacaktır."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kile | denildi ki | قول |
2 | ya nuhu | Nuh | |
3 | hbit | in | هبط |
4 | biselamin | selam ile | سلم |
5 | minna | bizden | |
6 | ve berakatin | ve bereketlerle | برك |
7 | aleyke | sana | |
8 | ve ala | ve üzerine | |
9 | umemin | ümmetler | امم |
10 | mimmen | olanlardan | |
11 | meake | seninle birlikte | |
12 | veumemun | ve (bazı) ümmetlere | امم |
13 | senumettiuhum | geçimlik vereceğiz | متع |
14 | summe | sonra | |
15 | yemessuhum | onlara dokunacaktır | مسس |
16 | minna | bizden | |
17 | azabun | bir azap | عذب |
18 | elimun | acıklı | الم |
"Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara, bizden bir esenlik ve bereket olmak üzere gemiden in!" denildi. Ama birçok topluluğun geçimini de sağlayacağız. Sonra onlara, bizden acıklı bir azap değecektir.
(Nuh'a) şöyle denmişti: "Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olan ümmetlere bizden bir selam ve pek çok bereketle (gemiden) in! Kendilerini yararlandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır."
Dendi ki: "Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan uluslara bizden barış ve bereketlerle in. Ayrıca öyle uluslar var ki onları bir süre yaşatacağız ve sonra onlara bizden acı bir azap dokunacaktır."
Dendi ki: "Ey Nuh! Katımızdan esenlikle in. Sana ve sana tabi olan topluluklara bereketler olsun. Ama öyle toplumlar da olacak ki, onları dünya nimetlerinden yararlandıracağız, sonra onlara Bizden can yakıcı bir azap dokunacaktır."
"Ey Nuh! İn artık" dendi. "Sana ve seninle birlikte olanların soyundan gelecek toplumların (ümmetlerin) üzerinde, bizden esenlik, güvenlik ve bereketler olacak; öyle toplumlar (ümmetler) da var ki önce onlara nimet vereceğiz, sonra acıklı azabımız onları çarpacaktır.
Şöyle denildi: "Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olan toplumların üzerine, Bizden selam ve ongunluklarla in. Kimi toplumları bir süre geçindireceğiz. Sonra, acı cezamız onlara gelecektir!"
(Nuh'a) "Ey Nuh! Senin ve seninle birlikte olanların nesillerinden (gelecek) olanlara, katımızdan bir esenlik ve mutluluk, bir bereket ve bolluk (muştusuyla) inip yerleş. Ama (gelecek) kuşaklar (arasında öyleleri) bulunacak ki; (önce) onlara geçici zevkleri tattıracağız, sonra tarafımızdan can yakıcı bir azaba çarptıracağız!" denildi.
Şöyle denildi: "Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olanlardan diğer gruplara bizden bereketler ve bir selamla aşağıya in. Bazı ümmetler de var, kendilerini önce nimetlendireceğiz sonra bizden acıklı bir azap hepsini kucaklayacak."
'Ey Nuh' denildi. 'Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden türeyecek diğer kâfir) Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır.'
Denildi ki: "Ey Nuh, sana ve beraberindeki kimselerden birçok ümmetlere tarafımızdan bir selam ve birçok bereketlerle in! Daha birçok ümmetleri de ileride faydalandıracağız. Sonra Bizden onlara acı bir azap dokunacaktır."
Bunun üzerine (Nuh'a) "Ey Nuh!" denildi, "Sana ve seninle beraber (olanlara; senin ve) onlar(ın soyun)dan gelecek olan (iyi) insanlara katımızdan bir barış ve güvenlik, bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat (senin ve onların soyundan gelecek olan zalim ve inkarcı) insanlara gelince, Biz onların (bu dünyada belli bir süre) tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da başlarına katımızdan bir azap saracağız."
Ona denildi ki: "Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in. Daha birtakım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine elem dolu bir azap dokunacak."
Ya Nuh! denildi: in bizden bir selam ve bir çok berekat ile sana ve beraberindeki kimselerden bir çok ümmetlere, daha bir çok ümmetler; ileride onları da müstefid edeceğiz, sonra onlara bizden bir elim azab dokunacak
"Ey Nuh, denildi, sana ve seninle beraber bulunan ümmetlerden bir bölüme bizden selamet ve bolluklarla (gemiden) in. Ama öyle ümmetler de var ki, onları bir süre yaşatacağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır!"
"Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."
Denildi ki: "Ya Nuh, sana ve (gemide) maiyyetinde bulunanlardan (gelecek mü'min) ümmetlere bizden selam (-ü selamet) ve bereketlerle in (gemiden. Onlardan türeyecek diğer kafir) ümmetler de vardır ki biz onları dahi (dünyada bol rızıklarla) faidelendireceğiz. Sonra ise (ahiretde) onları bizden acıklı bir azab çarpacakdır..
Ey Nuh; bizim katımızdan selametle in. Sana ve seninle beraber olan ümmetlere hayır ve bereketler olsun. Ama öyle ümmetler var ki; onları bir süre geçindireceğiz. Sonra onlara can yakıcı bir azab vereceğiz, denildi.
-Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan topluluklara, bizden bir esenlik ve bereketle in. Ve daha sonraki toplumlara da geçimlikler vereceğiz. Sonra onlara katımızdan can yakıcı bir azap dokunacaktır, denildi.
"Ey Nuh! denildi, sana ve beraberinde bulunan mümin topluluklara bizim tarafımızdan bir selamet ve çok bereketlerle gemiden in! Gelecek nesiller içinde niceleri de olacak ki onları dünyada bir müddet yaşatacağız, sonra da bizden onlara gayet acı bir azap dokunacaktır."
"Ey Nuh.. . Sen ve seninle beraber olanlardan oluşacak halklara bizden Selam ve bereketlerle in. . . Biz onları yararlandıracağız, sonra da onlara bizden (hakikatindeki Esma manası sonucu olarak, derunundan gelen bir yolla) acı azap yaşatılır" denildi.
Dendi ki: 'Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan uluslara bizden barış ve bereketlerle in. Ayrıca öyle uluslar var ki onları bir süre yaşatacağız ve sonra onlara bizden acı bir azap dokunacaktır.'
Dendi ki: "Ey Nuh! Katımızdan esenlikle in. Sana ve sana tabi olan topluluklara bereketler olsun. Ama öyle toplumlar da olacak ki, onları dünya nimetlerinden bir süre yararlandıracağız, sonra onlara Bizden can yakıcı bir azap dokunacaktır.
It was said: "O Noah, descend in peace from Us and blessings upon you and upon nations to come from those with you; and nations whom We will grant pleasure, then a painful retribution will reach them from Us. "
It was said: “O Noah: get thee down in peace from Us, and blessings upon thee and upon nations out of those with thee. And nations will We give enjoyment — then a painful punishment from Us will touch them.”
It was said, ‘Nuh, descend with peace from Us and with blessings on you and on the nations which will issue from those who are with you. But there are nations to whom we will give enjoyment and then a painful punishment from Us will afflict them.’
It was proclaimed: "O Noah, disembark, with peace and blessings upon you, and upon nations who will descend from your companions. As for the other nations descending from you, we will bless them for awhile, then commit them to painful retribution."
It was said: "O Noah, descend in peace from Us and blessings upon you and upon nations to come from those with you. And nations whom We will give enjoyment, then a painful retribution will reach them from Us."
It was said, "O Noah, descend with peace from Us, and with blessings upon you and upon nations to come from those with you. As for other nations whom We will first grant them pleasure, then they will receive a painful retribution from Us."