Hemen, sessizce yola koyuldular.
- Yola çıktılar, birbirlerine gizlice şöyle diyorlardı: "Bugün tarlada, yanınıza hiçbir yoksulun girmesine müsaade etmeyiniz!"
(23, 24) (Bahçe sahipleri "Keşke) bugün yanınıza sokulmak üzere bahçeye hiçbir yoksul girmese!" (dileğiyle) fısıldaşarak yürüyorlardı.
Derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.
Hemen, sessizce yola koyuldular.
Hemen yola çıktılar. Şöyle fısıldaşıyorlardı:
Böylece, çıkıp gittiler; aralarında fısıldaşıyorlardı.
Derken yola koyuldular... Aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:
Yola koyuldular. Aralarında fısıldaşıyorlardı:
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı):
Derken yola koyuldular, giderken fısıldaşıyorlardı:
(23-24) Bunun üzerine, "Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yola koyuldular.
Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı:
Derken yürüdüler; fısıldaşıyorlardı:
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Derken onlar aralarında fısıldaşarak gitdiler:
Ve gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
(23-24) Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: "Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkan vermeyin!"
Aralarında fısıldanarak yola koyulup gittiler.
Derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.
Hemen, sessizce yola koyuldular.
So they went, while conversing.
So they departed, whispering together:
So they set off, quietly saying to one another,
On their way, they confided to each other.
So they went, while conversing.
So they went, while conversing.