"Hayır! Biz, mahrum bırakılanlarız."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | bel | hayır | |
2 | nehnu | biz | |
3 | mehrumune | mahrum bırakıldık | حرم |
- Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, "Biz yanlış yere geldik" dediler. Kimileri de, "Hayır, biz mahvolmuşuz" dediler. İçlerinden en feraset sahibi, "Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?" dedi!"
"(Hayır)! Aksine biz mahrum bırakıldık!" (diye sızlanmışlardı).
"Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık."
"Hayır! Biz, mahrum bırakılanlarız."
"Hayır hayır, biz yoksun bırakıldık!"
"Hayır, yoksun bırakıldık!"
(Akılları başlarına gelince), "Hayır, biz mahrum edilmişiz" dediler.
"Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz."
"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."
Yok, biz mahrum edilmişiz." dediler.
(ve sonra da) "Hayır, galiba elimizden çıkmış!" (dediler).
(Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler.
Yok biz mahrum edilmişiz
"Hayır, doğrusu biz mahrum bırakıldık!"
"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."
(Sonra hakıykatı anlayınca da) "Hayır, biz mahrum (kalmış) larız".
Hayır, belki de biz mahrum bırakıldık.
-Hayır, Biz mahrum bırakıldık.
Çok geçmeden işi anlayınca: "Hayır! dediler, Doğrusu felakete uğramışız!"
"Hayır, (doğru yerdeyiz ama) biz yitirmişleriz!" (dediler).
'Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık.'
Hayır! Biz, mahrum bırakılanlarız.
"Now, we have nothing!"
“Nay, we have been deprived!”
No, the truth is we are destitute!’
"Now, we have nothing!"
"Now, we have nothing!"
"Now, we have nothing!"