"Delikanlıya gelince, anne ve babası Mü'min kimselerdi. Onları azgınlığa ve Küfre sürüklemesine rızamız olmadı."
"O çocuk ise, onun anne ve babası inanmış kimselerdi. Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korktuk."
Erkek çocuğa gelince, onun ana babası mümin kişilerdi. Onları azdırıp inkâra sürüklemesini uygun görmemiştik.
"Çocuğa gelince, ana babası iki gerçeği onaylayan kişi idi. Taşkınlık ve nankörlük ile o ikisine yük olmasından endişelendik."
"Delikanlıya gelince, anne ve babası Mü'min kimselerdi. Onları azgınlığa ve Küfre sürüklemesine rızamız olmadı."
Oğlan çocuğuna gelince, anası babası inanıp güvenmiş (mümin) kimselerdi. Onları azgınlığa ve nankörlüğe sürüklemesinden korktuk.
"Delikanlıya gelince; onun anne-babası inanmış kişilerdi. Onları, azgınlığa ve nankörlük etmeye sürüklemesinden korktuk!"
"Gelelim delikanlıya: Onun ebeveyni imanlı kimselerdi; fakat biz onun azgınlık ve sapkınlıkla (ebeveynini) derin acılara boğacağına dair kaygı verici bir bilgiye sahiptik.
"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkara sürüklemesinden korktuk."
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip korktuk."
Oğlana gelince, anne babası mümin kimselerdi. Onun bunları azgınlık ve küfür ile sarmasından korktuk.
O genç adam da, -ki anası babası mümin kimselerdi- taşkınlıkları ve inkarcı eğilimleriyle onlara çok derin acılar vereceği yolunda kaygı verici belirtiler görmüştük;
"Çocuğa gelince, anası babası mü'min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk."
Oğlana gelince: ebeveyni mü'minlerdi, onun için bunları tuğyan ve küfrile sarmasından sakındık da
"Oğlana gelince: Onun anası babası mü'min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk."
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası inançlı kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve küfür zorunu kullanmasından endişe edip korktuk."
"Oğlana gelince: Onun anası da, babası da iman etmiş kimselerdi. Bunun için onları bir azgınlık ve kafirlik bürümesinden endişe etdik de",
Oğlana gelince; onun anası babası inanmış kimselerdi. Çocuğun onları azdırıp küfre sürüklemesinden korkmuştuk.
Gence gelince, onun, anne ve babası mümin idi. Gencin onları azdırıp, küfre sürüklemesinden korktuk.
Oğlan çocuğuna gelince: Onun ebeveyni mümin insanlar idi. Bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.
"O küçük erkek çocuğa gelince: Onun ana-babası iki iman eden idi.. . (Büyüyünce, bürüneceği kişilikle çocuğun) onları taşkınlık ve küfre düşürmesinden ürktük!"
'Çocuğa gelince, ana babası iki inanan kişi idi. Taşkınlık ve nankörlük ile o ikisine yük olmasından endişelendik.'
"Delikanlıya gelince, anne ve babası inanan kimselerdi. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden huşu ediyoruz."
"And as for the youth, his parents were believers, so we feared that he would oppress them by his transgression and disbelief. "
“And as for the lad: his parents were believers, and we feared he would burden them with inordinacy and denial.
As for the boy, his parents were muminun and we feared that he would darken their days with excessive insolence and kufr.
"As for the boy, his parents were good believers, and we saw that he was going to burden them with his transgression and disbelief.,
"And as for the youth, his parents were believers, so we were concerned that he would oppress them by his transgression and disbelief."
"As for the youth, his parents were those who acknowledge, so we feared that he would oppress them by his transgression and denial."