Yeryüzünde kimi varsa tamamını verip kendisini kurtarmak ister.
- Onlar birbirlerine gösterilecekler. Günahkar, o günün azabından kurtulmak için çocuklarını fidye vermeyi temenni edecek. Eşini ve kardeşini, mensubu olduğu aşiretini, yeryüzündeki herkesi verip sonunda kendini kurtarmak ister.
(11, 12, 13, 14) Birbirlerine gösterileceklerdir. O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir.
Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun.
Yeryüzünde kimi varsa tamamını verip kendisini kurtarmak ister.
yeryüzünde olan herkesi fidye olarak verip canını kurtarmayı çok ister.
Ve yeryüzünde kim varsa, tümünü; kendisini kurtarmak için.
dahası yeryüzünde yaşayan herkesi (fidye vermek isteyecek) ki kendisi kurtulabilsin.
Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.
ve yeryüzünde bulunanların hepsini (verip) sonra kendisini kurtarsa.
ve yeryüzünde yaşayan (başka) herkesi, onların tümünü; böylece yalnız kendini kurtarabilsin diye.
(11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkar kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.
Ve Arzda bulunanların hepsini de sonra kendini kurtarsa
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.
ve yer (yüzün) de kim varsa hepsini. Ki nihayet (bu fedakarlığı) kendisini (Allahın azabından) kurtarsın.
Ve yeryüzünde bulunan herkesi. Ki nihayet kendisini kurtarsın.
Ve yeryüzünde bulunan herkesi... Sonra kendisini kurtarabilsin..
(10-14) Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun halini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.
Yeryüzünde yaşamış olanların tümünü (fidye verse) de kendini kurtarsa!
Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun.
Yeryüzünde kimi varsa tamamını verip kurtulmak ister.
And all who are on Earth, so that he can be saved!
And whoso is in the earth all together — then might it deliver him.
or everyone else on earth, if that only meant that he could save himself.
Even all the people on earth, if it would save him.
And all who are on the earth, so that he can be saved!
All who are on earth, so that he can be saved!