"Ey halkım! Ne gariptir ki siz beni ateşe, ben ise sizi kurtuluşa çağırıyorum!"
"Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum; siz beni ateşe çağırıyorsunuz."
Ey kavmim! Siz beni ateşe çağırıyorken ben sizi kurtuluşa çağırıyorum.
"Ey halkım, neden ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?"
"Ey halkım! Ne gariptir ki siz beni ateşe, ben ise sizi kurtuluşa çağırıyorum!"
Ey halkım! Ne oluyor? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
"Ey toplumum! Bu nasıl şey? Sizi, kurtuluşa çağırıyorum. Oysa siz, beni ateşe çağırıyorsunuz!"
"Ey kavmim! Nasıl oluyor da ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?
"Ey toplumum! Sebep ne ki; ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağıryorsunuz."
"Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe çağırıyorsunuz."
Hem ey kavmim, neden ben sizi kurtuluşa davet ederken siz beni ateşe davet ediyorsunuz?
Ey kavmim! Nasıl olur da ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde siz beni ateşe çağırırsınız?
"Ey kavmim! Bu ne hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz."
Hem ey kavmim! Neye ben sizi halasa da'vet ederken siz beni ateşe da'vet ediyorsunuz?
"Ey kavmim, neden ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde siz beni ateşe çağırıyorsunuz?"
"Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe çağırıyorsunuz."
"Ey kavmim, benim (karşılaşdığım) bu hal nedir? (Çünkü) ben sizi kurtuluşa da'vet ediyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz"!
Ey kavmim; bana ne oluyor ki, sizi kurtuluşa çağırırken, siz beni; ateşe çağırıyorsunuz.
-Ey halkım, ben sizi kurtuluşa çağırırken, ne diye siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
"Ey benim (sevgili) milletim, nedir bu başıma gelen? Ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz tutup beni ateşe çağırıyorsunuz!"
"Ey halkım.. . Ne biçim iş ki, ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni Nar'a davet ediyorsunuz!"
'Ey halkım, neden ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?'
Ey halkım! "Ne gariptir ki siz beni ateşe, ben ise sizi kurtuluşa çağırıyorum!"
"And, O my people, why is it that I invite you to salvation, while you invite me to the Fire!"
“And O my people: how is it that I invite you to deliverance, and you invite me to the Fire?
My people! how is it that I call you to salvation while you call me to the Fire?
"O my people, while I invite you to be saved, you invite me to the hellfire.
"And, O my people, why is it that I invite you to salvation, while you invite me to the Fire!"
"And, O my people, why is it that I invite you to salvation, while you invite me to the fire!"