Ve de öğüdü ulaştıranlara,
- Birbiri ardınca gönderilenlere, görevlerine koştukça koşanlara, iyiden iyiye yayanlara, hak ile batılı ayırdıkça ayıranlara, öğüt bırakanlara, özür veya uyarıda bulunanlara yemin olsun ki, size verilen söz mutlaka gerçekleşecektir.
(5, 6) Özür (imkânı vermek) veya uyarı(da bulunmak) için öğüt bırakanlara (ulaştıranlara) ki*
Mesajı verenlere,
Ve de öğüdü ulaştıranlara,
ve arkalarında doğru bir bilgi bırakanlar*; işte bütün bu kişiler önemlidir.
Sonunda, öğretiyi ulaştıranlara!
derken (insanı) tarifsiz (güzellikte) bir öğütle buluşturanlar;
Öğüt ulaştıranlara/Kur'an'ı ulaştıranlara,
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara;
sonra bir öğüt bırakanlara,
ve sonra bir öğüt ve hatırlatmada bulunan,
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
Sonra bir ögüt bırakanlara
Öğüt bırakanlara:
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara;
(5-6) kötülüğü imhaa ye, azab ile tehdide çalışan peygamberlere vahyi getiren (melek) lere,
Zikri getirenlere,
Uyarıyı/zikri ulaştıranlara..
(5-6) Hak sahiplerine özür, yahut haksızlara tehdit olarak vahyi getiren melekler hakkı için:
Hatırlatıcıyı ilka edenlere (şuurda açığa çıkaran kuvveler. Mele-i Ala. Alun melekler. "İlka" da, "lika" da aynen "nefh" gibi derundan zahire ya da içten dışa doğru "şuurda" oluşan bir hal, hissediştir. Ahfa - Hafi {Sıfat tecellisi} - Sır {Esma tecellisi} - Ruh {Fuad - Esma manaları yansıtıcısı} - Kalp {Şuur} - Nefs {Bilinç} sıralamasında, Ruh'tan kalbe yansımaları anlatır. "Halife - İnsan" bu mertebelerin tamamıdır ya da bu bütünlüğe "İnsan" adı verilmiştir; denebilir. Bundan yukarısının ise dile gelip anlatılması doğru değildir, denir. Allahu alem! A. H. )!
Mesajı verenlere,
Ve de öğüdü ulaştıranlara,
Then the remembrance that is found.
And those delivering a reminder
by those hurling a reminder,
Deliver messages.
Then the remembrance that is found.
By the transmitters of the message.