Nimetlerin sevincini yüzlerinden anlarsın.
Onların yüzlerinde nimetin mutluluğunu hissedersin.
Nimetin parıltısını yüzlerinde sezersin (görürsün).
Yüzlerinden nimetlerin sevinç ve parıltısını okursun.
Nimetlerin sevincini yüzlerinden anlarsın.
Nimetin verdiği mutluluğu yüzlerinden anlarsın.
Onların yüzünde, nimetlerin parıltısını görürsün.
yüzlerinde sonsuz mutluluğun tarifsiz parıltısını göreceksin.
Yüzlerinde nimetin sevinç parıltısını izlersin.
Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın.
Yüzlerinde nimet ve mutluluğun parıltısını tanırsın.
ve yüzlerinde kutsanmışlığın parıltısını göreceksin.
Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün.
Yüzlerinde naimin revnakını tanırsın
Yüzlerinde ni'metin sevinç ve parıltısını sezersin.
Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın.
Öyle ki sen o ni'metin (herdem taze) güzelliğini yüzlerinde (görünce) tanırsın.
Sen, o nimetin güzelliğini yüzlerinden tanırsın.
Onları, yüzlerindeki nimet parıltısından tanırsın.
Sen onlara bakınca yüzlerinde, cennet nimetlerinin verdiği sevinci okursun.
Yüzlerinde, o nimetlerin parıltısını tanırsın.
Yüzlerinden nimetlerin sevinç ve parıltısını okursun.
Ni'metlerin sevincini yüzlerinden anlarsın.
You know in their faces the look of Paradise.
Thou wilt recognise in their faces the radiance of bliss.
You will recognise in their faces the radiance of delight.
You recognize in their faces the joy of bliss.
Youwill recognize in their faces the look of bliss.
You know in their faces the look of Paradise.