Onun gördüğü şeyden kuşku mu duyuyorsunuz?
- Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-münteha yanında. O ağacın yanında Me'va cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
Gördüğü (melek) konusunda şimdi kendisi ile tartışıyor musunuz?
Onun gördüğü hakkında kendisiyle tartışıyor musunuz?
Onun gördüğü şeyden kuşku mu duyuyorsunuz?
Onun gördüklerine yine de kuşkuyla mı bakacaksınız?
Gördüğü şey hakkında, Onunla tartışıyor musunuz?
ne yani, şimdi siz ne gördüğü hususunda onunla tartışacak mısınız?
Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz?
Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız?
Gördüğü hakkında şimdi siz, onunla tartışıyor musunuz?
Peki siz, ne gördüğü konusunda o'nunla tartışmaya mı giriyorsunuz?
(Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
Şimdi siz ona o görüşüne karşı mücadele mi ediyorsunuz?
Onun gördüğünden kuşku mu duyuyorsunuz?
Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız?
Şimdi siz onun bu görüşüne karşı da kendisiyle mücadele mi edeceksiniz?
Onun gördüğü şey üzerinde de kendisiyle tartışacak mısınız?
-Onunla gördüğü şey hususunda tartışıyor musunuz?
Şimdi siz kalkmış da onun gördükleri hakkında şüphe edip kendisiyle münakaşa mı ediyorsunuz?
Gördüğü hakkında O'nunla tartışıyor musunuz?
Onun gördüğü hakkında kendisiyle tartışıyor musunuz?
Onunla, gördüğü şey hakkında tartışıyor musunuz?
Do you doubt him in what he saw
Will you then dispute with him about what he saw?
What! Do you dispute with him about what he saw?
Are you doubting what he saw?
Do you doubt him in what he saw?
Do you doubt him in what he saw?