Azıcık verip, inatla cimrilik edeni?
Az verip sonra vermemekte direneni?
(33, 34) (Gerçeğe) sırt dönen, azıcık verip sonra vermemekte direneni bir düşün!
Ender olarak ve pek az verdi.
Azıcık verip, inatla cimrilik edeni?
Biraz verip arkasını keseni.
Birazcık verip de çoğunu elinde tutanı?
Azıcık verip ardından koklatmayanı?
Azıcık verdi, sona inatla sıkıca tuttu.
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
Biraz verip de dayatıvereni?
ve (kendi ruhunun temizliği için kendisinden) bu kadar az ve bu kadar gönülsüzce vereni?
(33-34) Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü?
Ve biraz verip de dayatıvereni
Azıcık verdi, gerisini elinde sıkı sıkı tuttu?
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu.
(33-34) Şimdi (imandan) dönen, (malından) biraz (ını) verib de gerisini sert kaya gibi elinde tutan adamı gördün mü?
Biraz verip sonra vermemekte direneni.
Biraz meyletmiş ve sonra katılaşmıştır/direnmiştir.
Azıcık verip de sonra cimrilik ederek vermeyene!
Az (bir şey) verip, (sonra vermeyi - infakı kesip) sımsıkı tutanı!
Ender olarak ve pek az verdi.
Azıcık verip, inatla cimrilik edeni?
And he gave very little, then he stopped.
And gave a little, and then withheld?
and gives little, and that grudgingly?
Rarely did he give to charity, and then very little.
And he gave very little, then he stopped.
He gave very little, and then he stopped.