Aralarında bir engel var, birbirlerinin sınırını geçip karışmıyorlar.
Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip kavuşmazlar.
Aralarında bir engel vardır; birbirine karışmazlar.
Aralarında bir engel vardır; birbirinin sınırını aşıp karışmazlar.
Aralarında bir engel var, birbirlerinin sınırını geçip karışmıyorlar.
Aralarında engel vardır, karışmazlar.
Aralarında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını aşıp karışmazlar.
(ama) aralarında aşamayacakları tarifsiz bir engel var (eder):
Bir ayırıcı var aralarında; kendi sınırlarını aşmıyorlar.
İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.
aralarında bir engel vardır, birbirlerine karışmazlar;
(ama) aralarında aşamayacakları bir engel var.
(Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.
Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir an
Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.
İkisi arasında bir engel (berzah) vardır, birbirlerinin sınırını geçmezler.
(Böyle iken) aralarında yekdiğerine tecavüz etmiye mani birperde vardır.
Aralarında bir engel vardır, birbirinin sınırını aşamazlar.
Birbirine kavuşmasını önleyen aralarında bir engel vardır.
Fakat aralarında bir engel bulunduğundan, birbirinin sınırını aşmazlar.
Aralarında bir berzah var, birbirinin sınırını aşamıyorlar (ikisi de kendi boyutunda gereğini yaşıyor).
Aralarında bir engel vardır; birbirinin sınırını aşıp karışmazlar.
Aralarında bir engel var, birbirlerinin sınırını geçip karışmıyorlar.
A barrier is placed between them, which they do not cross.
Between them a barrier they transgress not;
with a barrier between them they do not break through.
A barrier is placed between them, to prevent them from transgressing.
A barrier is placed between them, which they do not cross.
A barrier is placed between them, which they do not cross.