Onun gücünü pekiştirdik. Ona hikmeti ve fesle-l hitabı verdik.
Onun mülkünü güçlendirdik. Kendisine hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
Onun hükümdarlığını güçlendirmiş, ona hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) ve güzel konuşabilme (özelliği) vermiştik.
Yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik.
Onun gücünü pekiştirdik. Ona hikmeti ve fesle-l hitabı verdik.
İktidarını güçlendirdik. Ona hikmet (doğru karar verme) ve etkili konuşma yeteneği vermiştik.
Onun yönetimini güçlendirmiş ve Ona, hem bilgelik hem de etkili bir anlatım yetisi vermiştik.
Biz de onun iktidarını sağlama aldık; zira ona adaletle hükmedecek muhakeme ve anlaşmazlıkları sona erdirecek yeteneği vermiştik.
Mülk ve yönetimini güçlendirmiştik. Kendisine hikmet ve hakla batılı ayıran söz etme yeteneği vermiştik.
Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Hem mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
Biz de (buna karşılık) o'nun otoritesini güçlendirmiş ve kararlarında hikmet ve basiret üzere olmasını sağlamıştık.
Biz Davud'un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.
Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hıkmet ve fasl-ı hıtab vermiştik.
Onun mülkünü güçlendirmiştik, kendisine hikmet (peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı batıldan ayırma, davaları çözme) ve açık, güzel konuşma (yeteneği) vermiştik.
Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Onun mülkünü de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve fasl-ı Kitab verdik.
Onun mülkünü pekiştirmiş, kendisine hikmet ve kesin söz söyleme hakkı vermiştik.
Onun iktidarını güçlendirmiş, ona hikmet ve açık sözlülük vermiştik.
Biz onun hakimiyetini güçlendirdik, ona hikmet, nübüvvet, isabetli karar verme ve meramını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik.
Onun mülkünü (hükümranlığını) kuvvetlendirdik ve Ona Hikmet (sebepler ilmi) ve Fasl-ul Hitab (doğruyla yanlışı en mantıklı şekilde hemen ayıran muhakeme kuvvesi) verdik.
Yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik.
Onun gücünü pekiştirdik. Ona hikmeti ve fasl-ı hitabı verdik.
And We strengthened his kingship, and We gave him the wisdom and the ability to make sound judgement.
And We strengthened his dominion, and gave him wisdom and discernment of speech.
We made his kingdom strong and gave him wisdom and decisive speech.
We strengthened his kingship, and endowed him with wisdom and good logic.
And We strengthened his kingship, and We gave him the wisdom and the ability to make sound judgment.
We strengthened his kingship, and We gave him the wisdom and the ability to make sound judgment.