"Ey İbrahim!" diye ona seslendik.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve nadeynahu | ve biz ona seslendik | ندو |
2 | en | diye | |
3 | ya ibrahimu | İbrahim |
- Biz ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! Sen kesinlikle rüyanı doğruladın. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz."
(104, 105) Biz ona "Ey İbrahim! Elbette rüyayı gerçekleştirdin. Şüphesiz ki biz, güzel davrananları böyle ödüllendiririz." diye seslenmiştik.
Kendisine, "İbrahim!" diye seslendik,
"Ey İbrahim!" diye ona seslendik.
O zaman ona; "Ey İbrahim!" diye seslendik.
Bu sırada, Ona seslendik: "Ey İbrahim!"
Biz kendisine "Ey İbrahim!" diye seslendik:
Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"
Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik.
Ve ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim!
kendisine seslendik: "Ey İbrahim,
(103-104) Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"
Ve şöyle ona nida ettik: ya İbrahim!
Biz ona: "İbrahim!" diye ünledik.
Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik.
(104-105) Biz ona: "Ya Ibrahim, rü'yana sadakat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükafatlandırırız" diye nida etdik.
Biz, ona şöyle seslendik: Ey İbrahim;
-Ey İbrahim! diye seslendik.
(103-105) Her ikisi de Allah'ın emrine teslim olup, İbrahim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrahim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!
Biz Ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.
Kendisine, 'İbrahim!' diye seslendik,
"Ey İbrahim!" diye ona seslendik.
And We called him: "O Abraham, "
We called to him: “O Abraham:
We called out to him, ‘Ibrahim!
We called him: "O Abraham.
And We called him: "O Abraham,"
We called him: "O Abraham,"