"Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?"
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ma | ||
2 | lekum | neyiniz var? | |
3 | la | ||
4 | tentikune | konuşmuyorsunuz | نطق |
"Neyiniz var; konuşmuyorsunuz!"
(91, 92) (İbrahim) yavaşça putlarının yanına varmış, (yemekleri görünce) "Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz?" demişti.
"Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?"
"Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?"
Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?"
"Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?"
"Size ne oldu böyle, yoksa konuşamıyor musunuz?"
"Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!"
"Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?"
(92-93) "Neyiniz var konuşmuyorsunuz?" diyerek yaklaşıp onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.
"Ne diye konuşmuyorsunuz?"
Neyiniz var söylemiyorsunuz
"Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?"
"Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?"
"Ne oluyor size konuşmuyorsunuz"?!
Ne o, konuşmuyor musunuz?
Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?
(91-92) O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: "Buyursanıza, neden yemiyorsunuz?" "Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?" dedi.
"Niye konuşmuyorsunuz?"
'Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?'
Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?
"What is the matter, you do not speak"
“What ails you, that you speak not?”
What is the matter with you that you do not speak?’
"Why do you not speak?"
"What is the matter, you do not speak?"
"What is the matter, you do not speak?"