"Bu öncekilerin uydurmasından başka bir şey değildir."
"Bu dediklerin eskilerin yalanlarından başka bir şey değildir."
Bu (söylediklerin) öncekilerin uydurmalarından başka bir şey değildir.
"Bu, bizden öncekilerin izlediği yaşantı biçimidir."
"Bu öncekilerin uydurmasından başka bir şey değildir."
Zaten eskilerin huyu hep böyledir.
"Öncekilerin alışkanlıklarından başka bir şey değil bu!"
(Zira) bu, önden giden (atalarımızın) ahlak sisteminden başkası değildir.
"Bu, öncekilerin uydurmalarından başka şey değil."
"Bu, geçmiştekilerin geleneksel tutumundan başkası değildir."
Bu sadece eskilerin adetidir
"Bu (benimsediğimiz tutum) atalarımızın tutumundan başka bir şey değil ki..!
"Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir."
Bu sırf eskilerin adeti
"Bu (davranışımız), sadece evvelkilerin ahlakı (ve geleneği)dir."
"Bu, geçmiştekilerin 'geleneksel tutumundan' başkası değildir."
"Bu, evvelkilerin aadetinden başka (bir şey) değildir".
Bu, öncekilerin adetinden başka bir şey değildir.
Bu, ancak öncekilerin geleneğidir.
(136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen adetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!"
"Bu eskilerin uydurmasıdır!"
'Bu, bizden öncekilerin izlediği yaşantı biçimidir.'
"Bu öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir."
"This is nothing but an invention by the people of old. "
“This is only the tradition of the former peoples,
This is only what the previous peoples did.
"That affliction was limited to our ancestors.
"This is nothing except an invention by the people of old."
"This is nothing but an invention by the people of old."