"İşte bu dişi deve. Su içme hakkı; belirli bir gün onun ve belirli bir gün sizindir." dedi.
Salih ise şöyle dedi: "İşte,mucize bu dişi devedir. Belirli bir gün onun da, sizin de su içme hakkınız vardır."
(Salih de) şöyle demişti: "İşte (delil) bu dişi devedir. (Belirli bir gün) su içme (hakkı) onun; belirli (bir) günün içme (hakkı da) sizindir!
Dedi ki, "İşte şu deve. Onun su içeceği belli bir zamanı vardır. Sizin de su içeceğiniz belli bir gününüz vardır."
"İşte bu dişi deve. Su içme hakkı; belirli bir gün onun ve belirli bir gün sizindir." dedi.
"İşte size bir dişi deve! Su belli bir gün onun, diğer gün sizin olacak, dedi.
Dedi ki: "İşte şu dişi deve! Onun, su içme hakkı vardır. Belirli bir günde de su içme hakkı sizindir!"
"(İstediğiniz delil), işte şu (sahipsiz) dişi devedir!" dedi, "Su içme hakkı (belli bir gün) ona, belli bir gün de size aittir.
Dedi: "Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin."
Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir."
(Salih): "İşte (o mucize) bir dişi deve; su hakkı bir (gün) ona, belli bir günün su hakkı da size;
(Salih:) "(İşte) şu dişi deve; su içme hakkı (belirli bir gün) onun, belirli günlerde de sizindir;
Salih, şöyle dedi: "İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır."
Ha, dedi: işte bir naka ona bir şirb hakkı, size de ma'lum bir günün şirb hakkı
Dedi: "İşte bu dişi deve (mu'cize)dir. (Bir gün) onun su içme hakkı var, belli bir günün su içme hakkı da sizin."
Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir."
(Saalih) dedi: "İşte bu dişi deve. Su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin".
Dedi ki: İşte şu devedir. Su içme hakkı; belirli bir gün onun ve belirli bir gün sizindir.
-İşte şu, bir devedir. Su içme hakkı belli bir gün onundur, belli bir gün sizindir, dedi.
(155-156) Salih: "İşte mucize, şu dişi deve! Nöbetleşe olarak, kuyudan bir onun içme sırası, belirli günde de sizin içme sıranız olsun. Sakın ona fenalık dokundurayım demeyin, yoksa sizi müthiş bir günün azabı bastırıverir." dedi.
(Salih) dedi ki: "Şu (başıboş) dişi deve.. . Onun da bir su içme sırası var, sizin develerinizin de. . . "
Dedi ki, 'İşte şu deve. Onun su içeceği belli bir zamanı vardır. Sizin de su içeceğiniz belli bir gününüz vardır.'
"İşte bu dişi deve. Su içme hakkı; belirli bir gün onun ve belirli bir gün sizindir." dedi.
He said: "This is a female camel which will have to drink and you will drink on a different day. "
He said: “This is a she-camel; to her a drink and to you a drink on a day appointed.
He said, ‘Here is a she-camel. She has a time for drinking and you have a time for drinking – on specified days.
He said, "Here is a camel that will drink only on a day that is assigned to her; a day that is different from your specified days of drinking.
He said: "This is a female camel, for her is a share of water, and for you is a share of water, each on an appointed day."
He said, "This is a female camel which will have to drink and you will drink on a different day."