"Bunlar önemsiz bir topluluktur."
- Bu arada Firavun, şehirlere, "Doğrusu bunlar, bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; elbette hepimiz uyanık olmalıyız" diyen haberciler gönderdi.
(54, 55, 56) "Şüphesiz ki bunlar az bir topluluktur; (ama) bize karşı öfke doludurlar. Biz ise donanımlı bir topluluğuz!" (demişti).
"Bunlar küçük bir çetedir."
"Bunlar önemsiz bir topluluktur."
"Bakın, bunlar bölük pörçük birkaç kişi!
"Aslında, bunlar, azınlıkta olan bir topluluk!"
(ve şöyle dedi): "Şu kesin ki onlar (donanımsız) başıbozuk bir azınlık.
"Kuşkusuz bunlar, küçücük bir topluluktur."
"Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur;"
Bunlar, şüphe yok ki küçük ve önemsiz bir toplulukturlar;
(tebaasına:) "Bu (İsrailoğulları) soysuz, sefil bir topluluk;
Dedi ki, "Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur."
Şunlar şübhe yok ki bir şirzimei kaliledirler
"Şunlar, (şu İsrail oğulları), az bir topluluktur" dedi.
"Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur."
"Şübhesiz ki bunlar (Israil oğulları) azar azar birer cemaatdir".
Şüphesiz ki bunlar; döküntü azınlıklarıdır.
-Onlar, kuşkusuz, azınlık olan bir cemaattir.
"Esasen bunlar çok küçük, sefil bir gruptur."
"Bunlar (İsrailoğulları) önemsiz bir azınlıktır!"
'Bunlar küçük bir çetedir.'
"Bunlar önemsiz bir topluluktur."
"These are but a small band. "
“These are but a little band
‘These people are a small group
(Proclaiming,) "This is a small gang.
"These are but a small band."
"These are but a small band."