"Siz ve geçmiş atalarınız."
- İbrahim şöyle demişti: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum, ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde, yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana ilim ve egemenlik ver ve beni iyiler arasına kat!"
(75, 76) (İbrahim) şöyle demişti: "Siz ve önceki atalarınız neye taptığınızı hiç düşündünüz mü?
"Siz ve geçmiş atalarınız?"
"Siz ve geçmiş atalarınız."
Sizi ve gelmiş geçmiş babalarınızı sorguladınız mı?
"Siz ve önceki atalarınız?"
(yani) hem siz, hem de önden giden atalarınız?"
"Siz ve o eski atalarınız!"
"Hem siz, hem de eski atalarınız?"
(75-76) (İbrahim) dedi ki: "Siz ve sizden önceki atalarınızın neye taptıklarını şimdi gördünüz?
Sizler ve sizden önceki atalarınız,
(75-76) İbrahim, şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?"
(76-77) Hep onlar benim düşmanım ancak o rabbül'alemin başka
"Siz ve eski atalarınız?"
"Hem siz, hem de eski atalarınız?"
(75-76) (İbrahim): "Şimdi gördünüz mü, dedi, gerek sizin, gerek daha evvelki atalarınızın neye tapmakda olduğunuzu"?
Siz ve geçmiş atalarınız?
Sizin ve önceki atalarınızın..
(75-76) İbrahim dedi ki: "Peki, gerek sizin taptığınız, gerek gelip geçmiş babalarınızın taptığı şeyler hakkında biraz olsun düşünmediniz mi?
"Siz ve geçmişteki atalarınız!"
'Siz ve geçmiş atalarınız?'
"Siz ve geçmiş atalarınız."
"You and your fathers of old. "
“You, and your fathers the ancients?
you and your fathers who came before?
"You and your ancestors.
"You and your fathers of old."
"You and your fathers of old."