O, size dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya, tavsiye buyurduğumuzu şeriat yaptı. "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin." Senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah, hak eden kimseyi kendisine seçer ve kendisine yönelen kimseye doğru yolu gösterir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | şeraa | şeri'at (hukuk düzeni) yaptı | شرع |
2 | lekum | size | |
3 | mine | -den | |
4 | d-dini | din- | دين |
5 | ma | ne varsa | |
6 | vessa | tavsiye ettiği | وصي |
7 | bihi | onunla | |
8 | nuhen | Nuh'a | |
9 | vellezi | ve | |
10 | evhayna | vahyettiğimizi | وحي |
11 | ileyke | sana | |
12 | ve ma | ve | |
13 | vessayna | tavsiye ettiğimizi | وصي |
14 | bihi | onunla | |
15 | ibrahime | İbrahim'e | |
16 | ve musa | ve Musa'ya | |
17 | ve iysa | ve ve Îsa'ya | |
18 | en | şöyle ki | |
19 | ekimu | doğru tutun | قوم |
20 | d-dine | dini | دين |
21 | ve la | ve | |
22 | teteferraku | ayrılığa düşmeyin | فرق |
23 | fihi | onda | |
24 | kebura | ağır geldi | كبر |
25 | ala | ||
26 | l-muşrikine | ortak koşanlara | شرك |
27 | ma | ||
28 | ted'uhum | onları çağırdığın | دعو |
29 | ileyhi | kendisine | |
30 | llahu | Allah | |
31 | yectebi | seçer | جبي |
32 | ileyhi | kendisine | |
33 | men | kimseyi | |
34 | yeşa'u | dilediği | شيا |
35 | ve yehdi | ve iletir | هدي |
36 | ileyhi | kendisine | |
37 | men | kimseyi | |
38 | yunibu | iyi niyyetle yönelen | نوب |
Allah Nuh'a, sana, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya, "Dine dosdoğru uyunuz, dinde ayrılığa düşmeyiniz" diye vasiyet ettiğimiz dini size yasallaştırdı. Senin kendilerini çağırdığın bu esas, müşriklere ağır geldi. Allah dileyenleri kendine seçer, kendisine yönelenleri de doğru yola iletir.
"Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi (Allah) size de din kıldı. (Fakat) kendilerini çağırdığın bu (din) ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini (layık olanı) kendisine (peygamber olarak) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola ulaştırır.
Daha önce Nuh'a buyrulan dini size yasa olarak belirledik. Sana vahiy ettiğimiz gibi İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da öğütledik: "Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin." Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.
O, size dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya, tavsiye buyurduğumuzu şeriat yaptı. "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin." Senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah, hak eden kimseyi kendisine seçer ve kendisine yönelen kimseye doğru yolu gösterir.
"Allah Nuh'a ne emretmişse onu, sizin için bu dinin kuralı (şeriat) yapmıştır. Sana vahyettiğimiz, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğimiz şudur: "Bu dini ayakta tutun ve birbirinizden ayrı düşmeyin." Senin çağırdığın şey müşriklere ağır gelir. Allah, bu dini tercih edeni kendi tarafına (yoluna) seçer ve O'na yöneleni doğruya yönlendirir."
"Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa sürüklenmeyin!" diyerek, Nuh'a buyruk verdiğimiz ve sana bildirdiğimiz; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da buyruk verdiğimiz dini, sizin için yasa yapmıştır. Senin onları çağırdığın şey, ortaklar koşanlara zor gelmiştir. Allah, dilediğini Kendisi için seçer ve Kendisine yönelenleri doğru yola eriştirir.
O, dinin (esasa ilişkin) kısmından Nuh'a bildirdiğini -ki o sana vahyettiğimiz, dahası İbrahim, Musa ve İsa'ya da bildirdiğimizdir- size de yol kıldı ki, dini çığrından çıkarmayın ve bu konuda tefrikaya düşmeyin! Şirk koşanlara ağır gelen, işte onları kendisine çağırdığın bu ilkedir: Allah dilediğini seçip kendisine yaklaştırır, kendisine yöneleni de doğru yola yöneltir.
Sizin için, dinden, Nuh'a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: "Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!" Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir.
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.
O, size dinde Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi ve İbrahim, Musa ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi de kanun kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin! Bu davet ettiğin iş müşriklere ağır geldi. Allah, ona dilediklerini seçecek ve kendine yüz tutanları (yönelenleri) de ona hidayetle eriştirecektir.
O, itikadi konularda, Nuh'a emrettiğini -ve sana (ey Muhammed,) vahiy aracılığıyla öğrettiğimizi ve aynı zamanda İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğimizi- sizin için uygun gördü. (Sahih) itikada sağlam bir şekilde sarılın ve o konuda bütünlüğünüzü bozmayın. Onları çağırdığın bu (itikad bütünlüğü) başka varlıkları veya güçleri Allah'a ortak koşanlara ağır gelse (bile). Allah dileyen herkesi kendine çeker ve O'na yönelenleri doğru yola ulaştırır.
"Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nuh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslam dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.
Sizin için: dinden Nuha tavsıye ettiğini ve sana vahyeylediğimizi ve İbrahime ve Musaya ve Isaya tavsıye kıldığımızı teşri' buyurdu şöyle ki: dini doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin, müşriklere bu da'vet ettiğin emir ağır geldi, Allah ona dileklerini seçecek ve yüz tutanları ona hidayetle irdirecektir
O size, dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi şeri'at (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat kendilerini çağırdığın (bu) esas, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine seçer ve iyi niyyetle yöneleni kendisine iletir.
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Tanrı, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.
O, "Dini doğru tutun, onda tefrikaya düşmeyin" diye (asl-ı) dinden hem Nuuha tavsiye etdiğini, hem sana vahyeylediğimizi, hem İbrahime, Musaye ve isaye tavsiye etdiğimizi sizin için de şeriat yapdı. Senin kendilerini da'vet etmekde olduğun (bu) şey müşriklerin üzerinde büyüdü (ağır geldi.) Allah kimi dilerse buna onu seçib çeker, (ancak kendisine itaatla) dönmekde olanları buna muvaffak eder.
Dine bağlı kalın ve onda tefrikaya düşmeyin, diye dinden Nuh'a buyurduğunu, size de teşri buyurdu. Sana vahyettiğimizi ve İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya buyurduğumuzu. Kendilerini çağırdığın bu şey; müşriklere ağır geldi. Allah; dilediğini kendisine seçer. Kendisine yöneleni de hidayete iletir.
Dini ayakta tutun ve onda grup grup ayrılmayın, diye Allah'ın Nuh'a tavsiye ettiğini, sana da vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiklerini, size de dinin kuralları yapmıştır. Müşrikleri davet ettiğin şey, onlara ağır gelir. Allah, dilediğini kendine seçer ve kendine yönelen kimseye yol gösterir.
O, "Dini doğru anlayıp hükümlerini uygulayın ve o hususta tefrikaya düşmeyin!" diye, din esasları olarak Nuh'a emrettiğini, hem sana vahyettiğimizi, keza İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya emrettiğimizi sizin için de din kıldı. Senin insanları davet ettiğin esaslar, müşriklere çok ağır gelmektedir. Halbuki Allah dilediği kullarını bu din için seçer ve gönülden Kendine yöneleni doğru yola iletir.
O tek Din'den (muhakkak geçerli Allah Sistem ve düzeninden) Nuh'a uygulamasını istediğimizi; sana vahyettiğimizi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da uygulamalarını söylediğimiz gerçeği; "Din'i ikame edip, onda ayrılığa düşmeyesiniz" diye, sizin için de kurallaştırdı! Kendilerini çağırdığın bu şey (la ilahe illAllah gerçeği; Sistem realitesi), şirk koşanlara büyük geldi! Allah dilediğini kendine seçer; kendine yönelenleri de hakikate erdirir!"
Daha önce Nuh'a buyurduğu dini size yasa olarak belirledik. Sana vahyettiğimiz gibi İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da öğütledik: 'Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.' Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.
O, dinden Nuh'a tavsiye ettiği şeyi, sana vahyettiğimiz şeyi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya, "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin." diye tavsiye buyurduğumuz şeyleri size de yasa kıldı. Senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini kendisine seçer ve kendisine yönelen kimseye doğru yolu gösterir.
He has decreed for you the same system He ordained for Noah, and what We inspired to you, and what We ordained for Abraham, Moses, and Jesus: "You shall uphold this system, and do not divide in it. " Intolerable for those who have set up partners is what you invite them towards. God chooses to Himself whomever He wills; He guides to Himself those who repent.
He ordained for you of doctrine what He enjoined upon Noah, and that We have revealed to thee, and what We enjoined upon Abraham and Moses and Jesus: “Uphold the doctrine, and be not divided therein.” Difficult for the idolaters is that to which thou invitest them. God chooses for Himself whom He wills, and guides to Himself him who turns in repentance.
He has laid down the same deen for you as He enjoined on Nuh: that which We have revealed to you and which We enjoined on Ibrahim, Musa and ‘Isa: ‘Establish the deen and do not make divisions in it. ’ What you call the idolaters to follow is very hard for them. Allah chooses for Himself anyone He wills and guides to Himself those who turn to Him.
He decreed for you the same religion decreed for Noah, and what we inspired to you, and what we decreed for Abraham, Moses, and Jesus: "You shall uphold this one religion, and do not divide it."
He has decreed for you the same system He ordained for Noah, and what We inspired to you, and what We ordained for Abraham, Moses, and Jesus: "You shall uphold this system, and do not divide in it." Intolerable for the polytheists is what you invite them towards. God chooses for Himself whoever He wills; He guides to Himself those who repent.
He has decreed for you the same system He ordained for Noah, and what We inspired to you, and what We ordained for Abraham, Moses, and Jesus: "You shall uphold this system, and do not divide in it." Intolerable for those who have set up partners is what you invite them towards. God chooses to Himself whoever/whomever He wills; He guides to Himself whoever repents.