Uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.
Onları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.
Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; gerçeği onaylamazlar.
Uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.
Onları uyarsan da bir, uyarmasan da: inanmıyorlar.
Onları uyarsan da uyarmasan da değişmez; inanmazlar.
Şu halde sen onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için fark etmez: iman etmezler.
Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.
Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.
Onları uyarsan da uyarmasan da farketmez, inanmazlar.
artık onları uyarsan da uyarmasan da onlarca birdir, inanmazlar.
Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
Ve onlarca müsavidir, ha inzar etmişin kendilerini ha etmemişin; inanmazlar
Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.
Onları (azab ile) ha korkutmuşsun, ha korkutmamışsın onlarca birdir. İman etmezler.
Onları ister korkut, ister korkutma; onlar için birdir, iman etmezler.
Onları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.
Kendilerine müsavidir; ha uyardın onları, ha uyarmadın, artık iman etmezler onlar...
Onları uyarsan da uyarmasan da birdir; iman etmezler!
Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.
Uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.
And whether you warn them or do not warn them, they will not believe.
And it is the same to them whether thou warnedst them, or thou hast not warned them: they do not believe.
It makes no difference to them whether you warn them or do not warn them: they will not have iman.
It is the same whether you warn them or not, they cannot believe.
And whether you warn them or do not warn them, they will not believe.
Whether you warn them or do not warn them, they will not acknowledge.