"Öyle olsaydı ben, kesinlikle apaçık bir sapkınlık içinde olurdum."
"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."
(Başka ilahlar edinirsem) işte o zaman apaçık bir sapkınlıkta olurum.
"O zaman tümüyle sapıtmış olurum."
"Öyle olsaydı ben, kesinlikle apaçık bir sapkınlık içinde olurdum."
Öyle yapsam, açık bir sapıklık içinde olurum.
"O zaman, kesinlikle, apaçık bir sapkınlığın içinde olurum!"
Elbet o zaman ben, apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum.
"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."
"O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum."
Şüphesiz ben, o takdirde açık bir sapıklık içindeyimdir.
işte o zaman ben apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum!"
"O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."
Şübhesiz ben o vakıt açık bir dalal içindeyim
"O takdirde ben, apaçık bir sapıklık içinde olurum."
"O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olurum."
"Şübhesiz ben o takdirde mutlak apaçık bir sapıklık içindeyim (demek) dir".
O takdirde ben de gerçekten apaçık bir sapıklık içerisinde olurum.
Üstelik ben o zaman apaçık sapıklıkta olurum.
"O durumda ben, besbelli bir sapıklıkta olurum."
"O takdirde muhakkak ki ben apaçık bir dalalet içinde olurum!"
'O zaman tümüyle sapıtmış olurum.'
"Öyle olsaydı ben, kesinlikle apaçık bir sapkınlık içinde olurdum."
"Then I would be clearly astray. "
“Then should I be in manifest error.
In that case I would clearly be misguided.
"In that case, I would be totally astray.
"Then I would be clearly astray."
"Then I would be clearly astray."