Ve akşam olunca, ağlayarak babalarına geldiler.
Akşamleyin, ağlayarak babalarına geldiler.
(Oğulları) yatsı vakti ağlayarak babalarına gelmişlerdi:
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Ve akşam olunca, ağlayarak babalarına geldiler.
Akşamüzeri babalarına geldiler, ağlıyorlardı.
Ve akşam olunca, ağlayarak babalarına geldiler.
Derken akşam vakti babalarına ağlayarak geldiler:
Akşamdan sonra babalarına geldiler; ağlıyorlardı.
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.
Yatsı vaktinde ağlayarak babalarına geldiler.
Ve akşam olunca babalarının karşısına ağlayarak çıkıp geldiler,
(Yusuf'u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Bıraktılar ve yatsıleyin ağlıyarak babalarına geldiler
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.
Akşam ağlaya ağlaya babalarına geldiler.
Akşam üstü ağlaya ağlaya babalarına geldiler.
Akşamleyin, ağlaşarak babalarına geldiler.
(16-17) Yatsı vakti, ağlayarak babalarının yanına dönüp dediler ki: "Sevgili babamız, biz yarışmak üzere bulunduğumuz yerden ayrılırken Yusuf'u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Bir de döndük ki onu kurt yemiş! Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın!"
Gecenin ilk saatlerinde, ağlayarak babalarına geldiler.
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Ve akşam olunca, ağlayarak babalarına geldiler.
And they came to their father evening time crying.
And they came to their father in the evening, weeping.
That night they came back to their father in tears,
They came back to their father in the evening, weeping.
Andthey came to their father in the evening, crying.
They came to their father at dusk crying.