Sonra onunla bir topluluğa dalanlara ki,
Toplumu derinden yaralarlar.
Topluluğun ortasına dalmışlardı.*
Ve topluluğun ortasına dalanlara ki;
Sonra onunla bir topluluğa dalanlara ki,
Bu maksatla topluluğa dalanlara yemin olsun ki,
Sonra, bir topluluğun içine dalanlara!
nihayet bu düşmanlıkla toplumun ortasına dalanlara…
Derken, onunla bir topluluğun ortasına dalanlara ki,
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
o anda bir derneği ortalayanlara (topluluğun ortasına dalanlara) ki,
(körcesine) bir ordunun içine dalan!
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Bir derneği o demde ortalayan kuvvetlere kasem eylerim ki
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara.
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
Bununla bir topluluğun ta ortasına girenlere (ya'ni atlara) ki,
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara,
Topluluğun ortasına dalanlara..
Derken düşman kuvvetinin ortasına dalan atların hakkı için ki:
Böylece o hal ile halkın içine dalanlara (çok yazık)!
Ve topluluğun içine dalanlara ki;
Sonra onunla bir topluluğa dalanlara ki,
Penetrating to the midst together.
Then breaching thereby the midst together!
cleaving through the middle of the foe,
Penetrating to the heart of their territory.
Penetrating to the midst together.
Penetrating into the midst together.