Ve bir kervan geldi. Sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıtan, "Müjde! Burada bir çocuk var" dedi. Satmak için onu yanlarına aldılar. Allah, yapmak istedikleri şeyi çok iyi biliyordu.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve ca'et | ve geldi | جيا |
2 | seyyaratun | bir kervan | سير |
3 | fe erselu | gönderdiler | رسل |
4 | veridehum | sucularını | ورد |
5 | feedla | sarkıttı | دلو |
6 | delvehu | kovasını | دلو |
7 | kale | dedi ki | قول |
8 | ya buşra | müjde! | بشر |
9 | haza | bu | |
10 | gulamun | bir oğlan! | غلم |
11 | ve eserruhu | ve onu sakladılar | سرر |
12 | bidaaten | ticaret için | بضع |
13 | vallahu | halbuki Allah | |
14 | alimun | biliyordu | علم |
15 | bima | şeyleri | |
16 | yea'melune | onların yaptıkları | عمل |
Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler, kovasını sarkıttı: "Müjde" dedi, "İşte bir erkek çocuk!" Onu ticaret için sakladılar. Halbuki Allah onların ne yaptıklarını biliyordu.
Bir kervan gelmiş ve sucularını (kuyuya) göndermişler, o da kovasını (kuyuya) salmıştı. (Yusuf'u görünce) "Aa, müjde! İşte bir erkek çocuk!" demişti. Onu bir ticaret için saklamışlardı. Allah onların yaptıklarını bilendir.
Oradan geçmekte olan bir kervan, sucularını gönderdi, kovasını sarkıtınca: "Müjde, burada bir erkek çocuğu var!" dedi. Onu ticari bir mal olarak sakladılar. ALLAH onların yaptıklarını biliyordu.
Ve bir kervan geldi. Sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıtan, "Müjde! Burada bir çocuk var" dedi. Satmak için onu yanlarına aldılar. Allah, yapmak istedikleri şeyi çok iyi biliyordu.
Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler. Kovasını suya sarkıttı. "Ne mutlu bana! İşte bir oğlan çocuğu!" diye haykırdı. Yusuf'un kardeşleri satılık köle olsun diye gerçeği gizlediler. Allah onların ne yaptıklarını biliyordu.
Bir kervan geldi; sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıttığında, "Sevinçli bir haber; bir erkek çocuk bu!" dedi. Satmak amacıyla, Onu sakladılar. Oysa Allah, onların yaptıklarını biliyordu.
Beri yandan, bir kervan geldi ve sucularını suya gönderdi; kovasını kuyuya salmasıyla (gördüğü karşısında) bağırması bir oldu: "A, ne kısmet! Bir oğlan çocuğu bu!" Onu ticari bir mal olarak satmak üzere yanlarında gizlediler; oysa ki Allah ne yapacaklarını çok iyi biliyordu.
Bir yolcu kafilesi gelmişti. Sucularını gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Müjde! Bu bir oğlan!" diye haykırdı. Ticaret maksadıyla onu sakladılar. Allah ne yaptıklarını çok iyi biliyordu.
Bir yolcu kafilesi geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) 'ticaret konusu bir mal' olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını bilendi.
Öteden bir kervan gelmiş, sucularını göndermişlerdi; vardı, kovasını saldı ve: "A, müjde, bu bir erkek çocuk!" dedi. Onu tutup bir ticaret malı olarak gizlediler. Allah ise, ne yapacaklarını biliyordu.
Ve bir kervan çıkageldi; (kervancılar) sucularını (su kuyusuna) gönderdiler; onlardan biri kovasını kuyuya salıyordu ki (orada Yusuf'u gördü) ve: "Ne kısmet!" diye bağırdı, "Bir oğlan çocuğu bu!" Ve böylece kervancılar o'nu, satmak niyetiyle yanlarına aldılar. Oysa, Allah yaptıklarını (adım adım izliyor ve) biliyordu.
Bir kervan gelmiş, sucularını suya göndermişlerdi. Sucu kovasını kuyuya salınca, "Müjde! Müjde! İşte bir oğlan!" dedi. Onu alıp bir ticaret malı olarak sakladılar. Oysa Allah, onların yaptıklarını biliyordu.
Öteden bir kafile gelmiş, sucularını göndermişlerdi, vardı koğasını saldı, a... müjde bu bir gulam dedi ve tuttular onu ticaret için gizlediler, Allah ise biliyordu ne yapacaklar
Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler,(o da gidip kuyuya) kovasını sarkıttı: "Müjde, dedi, işte bir oğlan!" Onu ticaret için sakladılar, halbuki Allah, onların ne yaptıklarını biliyordu.
Bir yolcu kafilesi geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) 'ticaret konusu bir mal' olarak sakladılar. Oysa Tanrı, yapmakta olduklarını bilendi.
Bir yolcu kaafilesi gelib sakalarını (kuyu başına) yolladılar, o da kofasını saldı. "A, müjde, dedi, işte bir civan"! Onu bir ticaret malı gibi sakladılar. Allah ise ne yapacaklarını pek a'la bilici idi.
Bir kervan gelip sucularını gönderdiler. O da kovasını salıp dedi ki: Müjde; işte bir oğlan. Onu bir mal olarak sakladılar. Allah, yaptıklarını bilendir.
Bir kervan geldi. Sucularını gönderdiler. Kuyuya kovayı saldı. "Müjde, bir çocuk!" dedi. Onu satmak için gizlediler. Allah ise ne yapacaklarını çok iyi biliyordu.
(Gelelim Yusuf'a) Öteden bir kafile gelmiş, sucularını kuyuya göndermişlerdi. Saka vardı, kovasını sarkıttı. "A müjde! müjde! işte bir civan!" dedi. Sucu ile yanındakiler, onu ticaret malı olarak satmak niyetiyle, kafilede olanlara onu bildirmeyip gizlediler. Ama Allah Teala, onların ne yapacaklarını pek iyi biliyordu!
Bir kafile geldi kuyu başına ve sucuları kovasını saldı kuyuya ve görünce seslendi: "Hey müjde! Burada bir erkek çocuk var".. . Onu satmak için çıkarıp sakladılar. Allah onların yapmakta olduklarını (onların hakikati ve fiillerinin yaratanı olarak) Aliym'dir.
Oradan geçmekte olan bir kervan, sucularını gönderdi, kovasını sarkıtınca: 'Müjde, burada bir erkek çocuğu var!,' dedi. Onu ticari bir mal olarak sakladılar. ALLAH onların yaptıklarını biliyordu.
Ve bir kervan geldi. Sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıtan, "Müjde! Burada bir çocuk var" dedi. Satmak için onu yanlarına aldılar. Allah, yapmak istedikleri şeyi çok iyi biliyordu.
And a traveling caravan came and they sent their man to draw water, but when he drew he said: "Good news, there is a boy!" So they hid him as merchandise. And God is aware of what they do.
And there came a caravan; and they sent their water-drawer, and he let down his pail. He said: “O glad tidings: here is a lad!” And they hid him as merchandise; and God knows what they did.
Some travellers came that way and then dispatched their water-drawer who let his bucket down. He said, ‘Good news for me, I’ve found a boy!’ They then hid him away among their goods. Allah knew very well what they were doing.
A caravan passed by, and soon sent their waterer. He let down his bucket, then said, "How lucky! There is a boy here!" They took him along as merchandise, and GOD was fully aware of what they did.
Anda traveling caravan came and they sent their man to draw water, but when he drew he said: "Good news, there is a boy!" So they hid him as merchandise. And God is aware of what they did.
A traveling caravan came and they sent their water-drawer. When he let down his bucket he said, "Good news, there is a boy!" So they hid him as merchandise. God knows what they do.