"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim." dedi. "Doğrusu, Allah bizi nimetlendirdi. Çünkü kim takvalı olur ve sabrederse, o zaman Allah, kesinlikle iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kalu | dediler | قول |
2 | einneke | yoksa sen misin? | |
3 | leente | sen | |
4 | yusufu | Yusuf | |
5 | kale | dedi | قول |
6 | ena | ben | |
7 | yusufu | Yusuf'um | |
8 | ve haza | ve bu da | |
9 | ehi | kardeşimdir | اخو |
10 | kad | muhakkak | |
11 | menne | lutfetti | منن |
12 | llahu | Allah | |
13 | aleyna | bize | |
14 | innehu | doğrusu o | |
15 | men | kim | |
16 | yetteki | korkarsa | وقي |
17 | ve yesbir | ve sabrederse | صبر |
18 | feinne | şüphesiz | |
19 | llahe | Allah | |
20 | la | ||
21 | yudiu | zayi etmez | ضيع |
22 | ecra | ecrini | اجر |
23 | l-muhsinine | iyilik edenlerin | حسن |
"A, yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir" dedi. "Allah bize lütfetti. Doğrusu, kim Allah'tan sakınır ve sabrederse, Allah iyilik edenlerin ödülünü vermemezlik etmez."
(Kardeşleri) "Yoksa sen -evet sen- Yusuf musun?" diye sormuşlar, o da "(Evet) ben Yusuf'um, bu da kardeşim!" cevabını vermişti. "(Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah'a) karşı takvâlı (duyarlı) olur ve sabrederse, şüphesiz ki Allah güzel davrananların ödülünü boşa çıkarmaz."
"Yoksa sen, sen gerçekten Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir. ALLAH bize iyilikte bulundu. Kim erdemli davranır ve sabrederse elbette ALLAH güzel davrananları ödülsüz bırakmaz" dedi.
"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim." dedi. "Doğrusu, Allah bizi nimetlendirdi. Çünkü kim takvalı olur ve sabrederse, o zaman Allah, kesinlikle iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz."
Dediler ki "Sen misin? Evet, sen gerçekten Yusuf'sun." (Yusuf:) "Ben Yusuf'um. Bu da kardeşimdir. Allah bize iyilik etti. Kim Allah'tan çekinir ve sabırlı olursa Allah, güzel davrananların ödülünü eksiltmez."
"Yoksa aslında, sen, gerçekten Yusuf musun?" dediler. Dedi ki: "Ben, Yusuf'um; bu da kardeşim. Aslında, Allah, bizi nimetlendirdi. Çünkü kim hem sorumluluk bilincine erişir hem de dirençli olursa, kuşkusuz, Allah, güzel davrananları ödülsüz bırakmaz!"
Onlar atılıverdiler: "Ne? Yoksa sen... Sen Yusuf musun?" (Yusuf): "Ben Yusuf'um, işte bu da kardeşimdir!" diyerek ekledi: "Allah bize lütfetti; çünkü her kim Allah'a karşı gelmekten sakınır ve (musibete) sabrederse, iyi bilsin ki Allah iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz."
Dediler ki: "Sen, yoksa sen Yusuf musun?" "Evet, dedi, ben Yusuf'um. İşte şu da kardeşim. Allah bize lütufta bulundu. Kim Allah'tan korkar, sabrederse Allah güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez."
"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
"A a.! Sen Yusuf musun?" dediler. Ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Allah bize lütfuyla iyilikte bulundu; bir gerçektir ki, kim Allah'tan korkar ve sabrederse, muhakkak Allah iyilerin mükafatını zayi etmez." dedi.
"Ne? Yoksa sen Yusuf musun?" diye haykırdılar. "Ben Yusuf'um" dedi, "ve bu da benim kardeşim. Allah bize lütfetti. Gerçek şu ki, kişi Allah'a karşı duyarlı ve bilinçli olmaya çalışıyor ve güçlüklere göğüs geriyorsa, bilsin ki, Allah iyilikte bulunanların emeklerini boşa çıkarmaz!"
Kardeşleri, "Yoksa sen, sen Yusuf musun?" dediler. O da, "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah, bize iyilikte bulundu. Çünkü, kim kötülükten sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını zayi etmez" dedi.
A a, sen, sen Yusüf müsün? dediler. Ben, dedi: Yusüfüm, bu da kardeşim, Allah bize lutfile in'am buyurdu. Hakikat bu; her kim Allahdan korkar ve sabr ederse her halde Allah, muhsinlerin ecrini zayi' etmez
"A, yoksa sen, Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir, dedi. Allah bize lutfetti (bizi korudu, yüceltti), doğrusu kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, Allah iyilik edenlerin ecrini zayi etmez."
"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?' dediler. "Ben Yusufum" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Tanrı bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Tanrı, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
"A, sen, sen, saahi Yuusuf musun?" dediler. O da: "Ben, dedi, Yuusufum. Bu da kardeşim. Allah bize (selamet ve kerametle) lutfetdi. Zira hakıykat şudur ki: Kim (Allahdan) korkar, (belalara) katlanırsa her halde Allah iyi hareket edenlerin mükafatını zaayi etmez".
Dediler ki: Yoksa sen gerçekten Yusuf musun? O da dedi ki: Ben, Yusuf'um, bu da kardeşim. Doğrusu Allah, size lutfetti. Çünkü kim sakınır ve sabrederse; muhakkak ki Allah, ihsan edenlerin ecrini zayi etmez.
- Yoksa sen Yusuf musun? dediler. -Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize bağışta bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah iyi kimseleri mükafatsız bırakmaz, dedi.
"Aa! Sen, yoksa sen Yusuf musun?" dediler. O da: "Evet ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Gerçekten Allah bizi lütfuna mazhar etti. Şu kesindir ki, kim Allah'ı sayıp haramlardan sakınır, itaatlara devam ve imtihanlara sabrederse, Allah da böyle güzel hareket edenlerin mükafatını asla zayi etmez."
(Kardeşler) dediler ki: "Aa! Sen, evet sen gerçekten Yusuf'sun?".. . (Yusuf) dedi ki: "Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir. . . Gerçekten Allah bize lütfu ihsanda bulundu. . . Zira kim korunur ve sabreder ise, muhakkak ki Allah iyilik yapanların karşılığını boşa çıkarmaz. "
'Yoksa sen, sen gerçekten Yusuf musun,' dediler. 'Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir. ALLAH bize iyilikte bulundu. Kim erdemli davranır ve sabrederse elbette ALLAH güzel davrananları ödülsüz bırakmaz,' dedi.
"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim." dedi. Doğrusu, Allah bizi nimetlendirdi. Çünkü kim takvalı* olur ve sabrederse, o zaman Allah, kesinlikle iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz.
They said: "Are you indeed Joseph" He said: "I am Joseph, and this is my brother. God has been gracious to us. For anyone who reveres God and is patient, then God will not waste the reward of the good doers."
They said: “Is it indeed thou, Joseph?” He said: “I am Joseph, and this is my brother. God has favoured us. Whoso is in prudent fear and is patient — God causes not to be lost the reward of the doers of good.”
They said, ‘Are you Yusuf?’ He said, ‘I am indeed Yusuf, and this here is my brother. Allah has acted graciously to us. As for those who fear Allah and are steadfast, Allah does not allow to go to waste the wage of any people who do good.’
They said, "You must be Joseph." He said, "I am Joseph, and here is my brother. GOD has blessed us. That is because if one leads a righteous life, and steadfastly perseveres, GOD never fails to reward the righteous."
They said: "Are you indeed Joseph?" He said: "I am Joseph, and this is my brother. God has been gracious to us. For anyone who reverences and is patient, God will not waste the reward of the good doers."
They said, "Are you indeed Joseph?" He said, "I am Joseph, and this is my brother. God has been gracious to us. For anyone who reveres and is patient, then God will not waste the reward of the good doers."