Kafile ayrıldığında babaları: "Eğer bunamış demezseniz, doğrusu ben gerçekten Yusuf'un kokusunu hissediyorum." dedi.
Kafile Mısır'dan ayrılınca, babaları yanındakilere,"Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum" dedi.
Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): "Bana bunamış demezseniz ben Yusuf'un kokusunu alıyorum!" demişti.
Kervan ayrılınca, babaları, "Beni bunamış saymayın, Yusuf'un kokusunu işitiyorum" dedi.
Kafile ayrıldığında babaları: "Eğer bunamış demezseniz, doğrusu ben gerçekten Yusuf'un kokusunu hissediyorum." dedi.
Kervan oradan ayrılınca Yakup dedi ki "Ben gerçekten Yusuf'un kokusunu alıyorum. Keşke beni bunak saymasanız."
Kervan ayrılınca, babaları şöyle dedi: "Benim için ‘Bunamış' demezseniz; gerçekten Yusuf'un kokusunu duyuyorum!"
Derken, kervan yola koyulduğunda babaları dedi ki: "İnanın ki ben Yusuf'un kokusunu alıyorum; umarım beni bunak yerine koymazsınız."
Kervan oradan ayrılınca, öte yandan babaları şöyle seslendi: "Yemin olsun, ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum. Umarım bana bunaklık isnat etmezsiniz."
Kafile (Mısır'dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: "Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum."
Ne zaman ki, bu taraftan kervan ayrıldı, öteden babaları dedi ki: "Doğrusu ben bana bunaklık yakıştırmasına kalkmazsanız gerçekten Yusuf'un kokusunu duyuyorum, eğer bunak demezseniz!"
(Yakub'un oğullarına ait olan) kervan yola koyulduğu sıralarda babaları (yanında bulunan kimselere): "Bunak olduğuma yormazsanız (derim ki) Yusuf'un kokusunu alıyorum!"
Kervan (Mısır'dan) ayrılınca babaları, "Bana bunak demezseniz, şüphesiz ben Yusuf'un kokusunu alıyorum" dedi.
Vakta ki beriden karban ayrıldı, öteden babaları doğrusu, dedi: ben cidden Yusüfün kokusunu duyuyorum, bana bunaklık isnadına kalkışmasanız
Kervan (Mısır'dan) ayrıl(ıp yola koyul)unca, babaları, (yanında bulunanlara): "Eğer bana bunak demezseniz, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum." dedi.
Kafile (Mısır'dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: "Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum."
Vaktaki kaafile (Mısırdan) ayrıldı, (öteden) babaları (Ya'kub)i dedi ki: "Bana bunak demezseniz, inanın ki, (şimdi) Yuusufun kokusunu duyuyorum"!
Kafile ayrılınca babaları dedi ki: Bana bunak demezseniz; inan olsun ki, Yusuf'un kokusunu duyuyorum.
Kafile, yola çıktığında, babaları: -Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu alıyorum; ne olur beni bunak zannetmeyin, dedi.
Kafile daha Mısır'dan ayrılır ayrılmaz, öteden babaları:"Şayet 'bunadı' demezseniz, doğrusu, ben Yusuf'un kokusunu alıyorum!" dedi.
Ne zaman ki kervan (Yusuf'un şehrinden) ayrıldı, (yurtlarındaki) babaları şöyle dedi: "Eğer bana yaşlandı; ne dediğinin farkında değil demezseniz (bilin ki), kesinlikle ben Yusuf'un kokusunu (dalgasını) alıyorum. "
Kervan (Mısır'dan) ayrılınca babaları, 'Beni bunamış saymayın, Yusuf'un kokusunu işitiyorum,' dedi.
Kafile ayrıldığında babaları: "Eğer bunamış demezseniz, doğrusu ben gerçekten Yusuf'un kokusunu duyuyorum." dedi.
And when the caravan departed, their father said: "I do indeed feel the scent of Joseph, except that you may think me senile. "
And when the caravan departed, their father said: “I perceive the scent of Joseph–– had you not thought me weak in mind.”
And when the caravan went on its way, their father said, ‘I can smell Yusuf’s scent! You probably think I have become senile. ’
Even before the caravan arrived, their father said, "I can sense the smell of Joseph. Will someone enlighten me?"
Andwhen the caravan departed, their father said: "I do indeed feel the scent of Joseph, except that you may think me senile."
When the caravan departed, their father said, "I do indeed feel the scent of Joseph, except that you may think me senile."