Derken, sabaha karşı korkunç bir ses onları yakaladı.
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.
Onları sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakalamıştı.
Sabahleyin onları da o korkunç gürültü yakaladı.
Derken, sabaha karşı korkunç bir ses onları yakaladı.
Onlar da sabaha girerken dehşet bir sesle sarsılmışlardı.
Sonunda, sabah erkenden, bir gürleme onları yakaladı.
fakat sabahın ilk ışıklarıyla (dehşetli) sayha onları kıskıvrak yakalayıverdi;
Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
Bunları da sabahleyin korkunç ses tutuverdi.
ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi;
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi.
Bunları da sabahleyin sayha tutuverdi
Sabaha girerlerken onları da (o) korkunç ses yakaladı.
Derken, sabah vaktine girdiklerinde onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.
Sabaha karşı çığlık onları da yakalayıverdi.
Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi.
Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları!
O korkunç titreşimli ses (volkanik patlama) onları da sabah vaktine girerlerken yakaladı.
Sabahleyin onları da o korkunç gürültü yakaladı.
Derken, sabaha karşı korkunç bir ses onları yakaladı.
So the scream took them in the morning.
But the Blast seized them in the morning,
but the Great Blast seized hold of them in the morning,
The disaster hit them in the morning.
So the scream took them in the morning.
But the blast took them in the morning.