Onlar, iman edenlerle karşılaştıkları zaman, "Biz de iman ettik." derler. Baş başa kaldıklarında: "Rabb'inizin size açıkladığını*, size karşı delil olarak kullansınlar diye mi onlara söylüyorsunuz! Neden aklınızı kullanmıyorsunuz?" derler.
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | ve iza: | zaman | |
2 | leku: | rastladıkları | لقي |
3 | ellezine: | kimselerle | |
4 | amenu: | inanan | امن |
5 | kalu: | derler | قول |
6 | amenna: | inandık | امن |
7 | veiza: | zaman | |
8 | hala: | yalnız kaldıkları | خلو |
9 | bea'duhum: | onların bazısı | بعض |
10 | ila: | -na | |
11 | bea'din: | bazısı- | بعض |
12 | kalu: | derler | قول |
13 | etuhaddisunehum: | onlara haber mi veriyorsunuz | حدث |
14 | bima: | şeyleri | |
15 | feteha: | açtığı | فتح |
16 | llahu: | Allah'ın | |
17 | aleykum: | size | |
18 | liyuhaccukum: | sizin aleyhinizde delil olarak kullansınlar | حجج |
19 | bihi: | onu | |
20 | inde: | katında | عند |
21 | rabbikum: | Rabbiniz | ربب |
22 | efela: | ||
23 | tea'kilune: | Aklınızı kullanmıyor musunuz? | عقل |