Biz, bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik.
- Biz, Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye değil, Allah'a saygılı olana bir öğüt olsun diye indirdik.
Biz Kur'an'ı sana sıkıntı çekesin diye indirmedik.
Biz bu Kuran'ı sıkıntı çekesin diye göndermedik.
Biz, bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik.
Sana bu Kur'an'ı, mutsuz olasın diye indirmedik.
Bu Kur'an'ı, zorluk çekmen için sana indirmedik.
Biz bu ilahi hitabı sana zorluk çekip mutsuz olasın diye indirmedik;
Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik;
Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik,
Kur'an'ı sana mutsuz olasın diye indirmedik.
Bu Kuran'ı sana, seni bedbaht etmek için indirmedik,
(2-3) (Ey Muhammed!) Biz, Kur'an'ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah'ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik.
Kur'anı sana bedbaht olasın diye indirmedik
Biz bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik.
Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik.
(2-3-4) Biz Kur'anı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitab) olmak üzere indirdik.
Biz; Kur'an'ı, sana güçlük çekesin diye indirmedik.
Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.
(1-2) Ta Ha. Kur'an'ı sana, meşakkat çekip, bedbaht olasın diye indirmedik.
Biz Kuran'ı sana, mutsuz olman için inzal etmedik.
Biz bu Kuran'ı sıkıntı çekesin diye göndermedik.
Biz, bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik.
We did not send down to you the Quran so you may suffer.
We have not sent down upon thee the Qur’an that thou be wretched,
We did not send down the Qur’an to you to make you miserable,
We did not reveal the Quran to you, to cause you any hardship.
We did not send down to you the Qur'an so you may suffer.
We did not send down to you the Quran so you may suffer.