Bunun üzerine Musa'nın içine korku düştü.
Bu yüzden Musa, içinde bir korku hissetti.
Musa (o esnada) içinde bir korku hissetmişti.
Musa içinde bir korku duydu.
Bunun üzerine Musa'nın içine korku düştü.
Musa'nın içine bir korku düştü.
Musa, bu yüzden, içinde bir korku duydu.
işte bu yüzden Musa, içinde bir ürperti hissetti.
Musa birdenbire içinde bir korku duydu.
Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.
Birden bire Musa, içinde bir tür korku duydu.
öyle ki, bu yüzden Musa'nın içinde bir korku belirdi.
Bunun üzerine Musa, içinde bir korku hissetti.
Birdenbire Musa içinde bir nevi' korku duydu
Bu yüzden Musa, içinde bir korku duydu.
Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.
Onun için Musa, içinde bir nevi' korku hissetdi.
Bu sebeple Musa, içinde bir korku hissetti.
Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti.
Musa birden, içinde bir endişe duydu.
Musa içinde korkuyu hissetti!
Musa içinde bir korku duydu.
Bunun üzerine Musa'nın içine korku düştü.
And Moses held some fear in himself.
And Moses conceived a fear within him.
Musa experienced in himself a feeling of alarm.
Moses harbored some fear.
And Moses held some fear in himself.
Moses held some fear in himself.