Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah'ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten ve zekatı yapmaktan alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ricalun | erkekler (ki) | رجل |
2 | la | ||
3 | tulhihim | kendilerini alıkoymaz | لهو |
4 | ticaratun | ticaret | تجر |
5 | ve la | ve ne de | |
6 | bey'un | alışveriş | بيع |
7 | an | -den | |
8 | zikri | zikrin- | ذكر |
9 | llahi | Allah'ın | |
10 | ve ikami | ve ayağa kaldırmaktan | قوم |
11 | s-salati | salatı | صلو |
12 | ve ita'i | ve vermekten | اتي |
13 | z-zekati | zekat | زكو |
14 | yehafune | onlar korkarlar | خوف |
15 | yevmen | günden | يوم |
16 | tetekallebu | ters döneceği | قلب |
17 | fihi | onda | |
18 | l-kulubu | yüreklerin | قلب |
19 | vel'ebsaru | ve gözlerin | بصر |
Ticaretin ve alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoymadığı delikanlı mü'minler, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
O adamlar, ticaretin de alışverişin de kendilerini Allah'ı hatırlamaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı kişilerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
Kişiler vardır. Onları, ALLAH'ı anmaktan, salatı gözetmekten ve zekatı vermekten ne bir iş ne de bir ticaret alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.
Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah'ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten* ve zekatı yapmaktan* alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar.
(O ışıktan yararlananlar) Öyle adamlardır ki, onları ne ticaret, ne alış veriş onları Allah'ın zikrinden (Kur'an'dan), namazı tam kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoyabilir. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkarlar.
Ne ticaretin ne de alışverişin; Allah'ın Öğretisinden, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoymadığı kişiler, yüreklerin ve gözlerin ters çevrileceği günden korkarlar.
nice yiğitler vardır ki, onları ne ticaret ne bir (başka) kazanç kapısı Allah'ı anmaktan, namazı hakkını vererek eda etmekten ve arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; onlar kalplerin ve gözlerin dehşetle döndüğü günden korkarlar.
Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alışveriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar.
(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.
Nice erler ki, ne ticaret, ne de alışveriş kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz; onlar, kalplerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar.
kimseler (vardır ki,) bunları ne ticaret ne de kazanma hırsı Allah'ı anmaktan, salatta devamlı ve duyarlı olmaktan, arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; böyleleri kalplerin ve gözlerin dehşetle döneceği Gün'den korkarlar;
(36-37) Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.
Nice erler ki ne ticaret ne beyi' kendilerini zikrullahtan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymaz, kalblerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar
Kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymadığı erkekler. (Onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar.
(Öyle) Erkekler ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Tanrı'yı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar kalplerin ve gözlerin çevrileceği (tetekallebu ) günden korkarlar.
(Öyle) adamlar (vardır ki) onları ne bir ticaret, ne bir alış veriş Allahı zikretmeliden, dosdoğru namaz kılmakdan, zekatı vermekden alıkoymaz. Onlar kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği gönden korkarlar.
Öyle erler ki; ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.
Ticaretin, alışverişin, kendilerini Allah'ın zikrinden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamadığı adamlar... Onlar, gönüllerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
(36-37) O nura, Allah'ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdiği evlerde (mescidlerde) kavuşulur. Oralarda, sabah akşam O'nun şanını yücelterek tenzih eden öyle yiğitler vardır ki, ne ticaretler, ne alım ve satımlar onları Allah'ı zikretmekten, namazı hakkıyla ifa etmekten, zekatı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten halden hale döneceği, alt üst olacağı bir günden endişe ederler.
(Onlar o) Ricaldir ki, kendilerini ne ticaret ne de (dünyevi) alışveriş Allah'ın Zikri'nden (hakikatlerini hatırlamaktan engelleyip), salatın ikamesinden (hakikatini yaşamaktan) ve zekatı vermekten (kendisindekini karşılıksız paylaşmaktan) alıkoymaz! Onlar, kalplerinde (şuurlarında açığa çıkan içsellikteki hakikat) ve gözleriyle görecekleri (afakta müşahede edilecek dışsal gerçeklik) nedeniyle, dönüşülecek süreçten korkarlar.
Kişiler vardır. Onları, ALLAH'ı anmaktan, namazı gözetmekten ve zekatı vermekten ne bir iş ne de bir ticaret alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.
Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah'ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten* ve zekatı vermekten* alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar.
Men who are not distracted by trade or sale from the remembrance of God, and holding the contact-method, and contributing towards betterment. They fear a Day when the hearts and sight will be overturned.
Men whom neither trade nor commerce divert from the remembrance of God and upholding the duty and rendering the purity. They fear a day wherein the hearts and the eyes will turn about,
not distracted by trade or commerce from the remembrance of Allah and the establishment of salat and the payment of zakat; fearing a day when all hearts and eyes will be in turmoil –
People who are not distracted by business or trade from commemorating GOD; they observe the Contact Prayers (Salat), and give the obligatory charity (Zakat), and they are conscious of the day when the minds and the eyes will be horrified.
By men not distracted by trade or sale from the remembrance of God and holding the contact prayer, and contributing towards purification. They fear a Day when the hearts and sight will be overturned.
People who are not distracted by trade or sale from the remembrance of God, holding the contact prayers, and contributing towards betterment. They fear a day when the hearts and sight will be overturned.