Korku içinde etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Bir de baktı ki dün yardım isteyen kişi yine yardım istiyor. Musa: "Sen apaçık bir azgınsın!" dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | feesbeha | sabahladı | صبح |
2 | fi | ||
3 | l-medineti | şehirde | مدن |
4 | haifen | korku içinde | خوف |
5 | yeterakkabu | gözetleyerek | رقب |
6 | feiza | bir de baktı ki | |
7 | llezi | ||
8 | stensarahu | kendisinden yardım isteyen | نصر |
9 | bil-emsi | dün | |
10 | yestesrihuhu | yine feryadediyor | صرخ |
11 | kale | dedi | قول |
12 | lehu | ona | |
13 | musa | Musa | |
14 | inneke | gerçekten sen | |
15 | legaviyyun | bir azgınsın | غوي |
16 | mubinun | belli ki | بين |
Şehirde korku içinde, etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kişi, feryat ederek yine ondan yardım istiyor. Musa, ona dedi ki: "Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın."
Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladıktan sonra bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kişi, feryat ederek tekrar ondan yardım istiyor. (Musa) ona, "Doğrusu sen apaçık bir azgınsın!" demişti.*
Korku içinde, etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Kendisinden dün yardım istemiş olan adam, feryad ederek yine kendisinden yardım istiyordu. Musa ona, "Belli ki sen bir belalısın" dedi.
Korku içinde etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Bir de baktı ki dün yardım isteyen kişi yine yardım istiyor. Musa: "Sen apaçık bir azgınsın!" dedi.
Musa geceyi şehirde geçirdi; sürekli çevresini gözetliyordu. Bir de ne görsün, bir gün önce kendisinden yardım isteyen kişi feryat ederek yine yardım istiyordu. Musa ona dedi ki; "Yaramaz adamın teki olduğun çok açık."
Böyle korku içinde gözleyerek, kentte sabahladı. Bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen, Onu yardımına çağırıyor. Musa, ona, dedi ki: "Kuşkusuz, sen, gerçekten apaçık azgın birisin!"
Ve ertesi sabah, söz konusu kentte endişeyle etrafı kolaçan ederek dolaşıyordu. Fakat o da ne? Dün ondan yardım isteyen adam, kendisini yine yardıma çağırmıyor mu? Musa ona: "Besbelli ki sen iyice zıvanadan çıkmışsın!" dedi.
Kentte, korku içinde sabahladı, göz kulak kesiliyordu. Bir de baktı ki, dün ondan yardım isteyen adam yine onu yardıma çağırıyor. Musa ona dedi ki: "Anlaşıldı, sen, tam azmış bir adamsın."
Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: "Sen açıkca bir azgınsın."
Derken şehirde korku içinde çevreyi gözetleyerek sabahladı ve birden dün kendisinden yardım isteyenin yine feryad ettiğini gördü ve Musa ona: "Besbelli sen bir yaramazsın!" dedi.
Böylece, ertesi sabah, korku içinde çevresini gözetleyerek yine şehirde dolaşıyordu; bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen adam (yine) o'nu (yardımına) çağırmıyor mu! Musa, (bu sefer) ona: "Sen gerçekten apaçık bir azgınmışsın!" dedi.
Korkarak, etrafı gözetleyerek şehirde sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen yine feryat ederek ondan yardım istiyordu. Musa da ona, "Belli ki sen azgın bir kimsesin" dedi.
Derken şehirde korku içinde sabahı etti gözetiyordu, baktı ki dün kendisinden yardım istiyen ona yine feryad ediyor, Musa ona besbelli sen yaramazsın dedi
Şehirde korku içinde (sonucu) gözetleyerek sabahladı. Bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen (İsrail oğlu), yine kendisine feryaded(ip yardım ist)iyor. Musa, ona: "Belli ki sen bir azgınsın!" dedi.
Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen (kişi bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: "Sen açıkca bir azgınsın."
Hulasa şehirde korkarak (ve başına gelecek aakıbete) intizaar ederek sabahladı. Bir de ne görsün: Dün kendisinden imdad isteyen (adam yine) ona feryad (ve ondan istimdad) ediyor! Musa ona dedi ki: "Sen hakıykat apaşikar bir azgınsın".
Şehirde korku içinde etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de baktı ki dün, kendisinden yardım isteyen kimse bağırarak ondan yine yardım istiyordu. Musa ona dedi ki: Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın.
Şehirde korku içinde, etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün dün kendisinden yardım isteyen adam, yine feryat edip, yardım istiyordu. Musa ona: -Sen, azgının birisin, dedi.
Sabaha kadar endişe içinde, etrafı kontrol ederek geceyi geçirdi. Sabahleyin, bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen soydaşı, yine Musa'yı imdadına çağırıyor. Musa ona: "Belli ki sen azgının tekisin!" dedi.
(Musa) şehirde (etrafı) gözetleyerek korku içinde sabahladı.. . Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen (yine) Ona feryat ediyor. . . Musa ona dedi ki: "Muhakkak ki sen apaçık bir azgınsın!"
Korku içinde, etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Kendisinden dün yardım istemiş olan adam, feryad ederek yine kendisinden yardım istiyordu. Musa ona, 'Belli ki sen bir belalısın,' dedi.
Korku içinde etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Bir de baktı ki dün yardım isteyen kişi yine yardım istiyor. Musa: "Sen apaçık bir azgınsın!" dedi.
So he spent the night in the city, afraid and watchful. Then the one who sought his help yesterday, was asking again for his help. Moses said to him: "You are clearly a trouble maker."
And in the morning he was in the city, in dread, expectant: — and when he who had sought his help the day before had cried out to him for help, Moses said to him: “Thou art one clearly erring!” —
Morning found him in the city, fearful and on his guard. Then suddenly the man who had sought his help the day before, shouted for help from him again. Musa said to him, ‘You are clearly a misguided man.’
In the morning, he was in the city, afraid and watchful. The one who sought his help yesterday, asked for his help again. Moses said to him, "You are really a trouble maker."
So he spent the night in the city, afraid and watchful. Then the one who sought his help yesterday, was asking again for his help. Moses said to him: "You are clearly a trouble maker."
So he spent the night in the city, afraid and watchful. Then the one who sought his help yesterday, was asking again for his help. Moses said to him: "You are clearly a trouble maker."