"Onları bana geri getirin." Ardından bacaklarını ve boyunlarını mesh etmeye başladı.
"Onları bana tekrar getiriniz" dedi. Bacaklarını ve boyunlarını ovmaya başladı.
(Sonra) "Onları (atları) tekrar bana getirin!" demiş ve ayaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.*
"Onları bana geri getirin" dedi, (veda etmek için) bacaklarını ve boyunlarını okşadı.
"Onları bana geri getirin." Ardından bacaklarını ve boyunlarını mesh* etmeye başladı.*
"Onları bana tekrar getirin" dedi. Hemen ayaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
"Onları, bana geri getirin!" Sonra, bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.*
(Ardından) "Onları bana getirin!" (diyerek) başladı bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya.
"Geri getirin bana onları!" dedi. Bacaklarını, boyunlarını sıvazlamaya başladı.
"Onları bana geri getirin" (dedi). Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
"Geri getirin onları bana" dedi ve tuttu bacaklarını, boyunlarını silmeye başladı.
"Onları bana getirin!" (diye emretti) ve bacakları ile boyunlarını (şefkatle) sıvazlamaya başladı.
(32-33) Süleyman, "Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim" dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman, "Onları bana geri getirin" dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
Geri getirin onları bana, tuttu bacaklarını, boyunlarını silmeğe başladı
"Onları bana getirin" (dedi), bacaklarını ve boyunlarını okşamağa başladı.
"Onları bana geri getirin" (dedi). Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
(Dedi ki:) "Onları bana döndürün". Hemen ayaklarını, boyunlarını okşamıya, taramıya başladı.
Onları bana geri getirin, dedi, bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.
Onları bana getirin, demiş, getirilince de ayaklarını ve boyunlarını okşamıştı.
(32-33) Onlarla ilgilenip "Ben Rabbimi hatırlattıkları için güzel şeyleri severim." dedi ve onlar gözden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: "Onları tekrar bana getirin!" deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
"Onları bana geri getirin" (dedi Süleyman).. . (Atların) bacaklarını ve boyunlarını (bu defa müşahede ile) mesh etmeye başladı.
'Onları bana geri getirin,' dedi, (veda etmek için) bacaklarını ve boyunlarını okşadı.
"Onları bana geri getirin." Ardından bacaklarını ve boyunlarını sevgiyle okşamaya başladı.*
"Send them back. " He then rubbed their legs and necks.
“Return them to me!” Then he began to rub down their legs and necks.
Return them to me!’ And he set about slashing through their shanks and necks.
"Bring them back." (To bid farewell,) he rubbed their legs and necks.
"Send them back." He then rubbed their legs and necks.
"Send them back." He then rubbed their legs and necks.