İçinizden ağır davranan bazı kimseler, size bir musibet isabet ederse, "Allah bana nimet verdi de onlarla beraber bulunmadım." der.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve inne | ve şüphesiz | |
2 | minkum | içinizden | |
3 | lemen | bir kısmı var ki | |
4 | leyubettienne | pek ağır davranır | بطا |
5 | fein | eğer | |
6 | esabetkum | size erişirse | صوب |
7 | musibetun | bir felaket | صوب |
8 | kale | der ki | قول |
9 | kad | muhakkak | |
10 | en'ame | lutfetti | نعم |
11 | llahu | Allah | |
12 | aleyye | bana | |
13 | iz | ||
14 | lem | ||
15 | ekun | bulunmadım | كون |
16 | meahum | onlarla beraber | |
17 | şehiden | hazır | شهد |
Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman başınıza bir felaket geldiğinde, "Onlarla birlikte bulunmamamız Allah'tan bize bir lütuftur" diyecekler.
İçinizden (savaş konusunda) ağırdan alanlar vardır. Size bir musibet gelirse, (böyleleri) "Elbette Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım." der.*
İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, "ALLAH bana iyilik etti de onlarla birlikte (musibete) tanık olmadım" der.
İçinizden ağır davranan bazı kimseler, size bir musibet isabet ederse, "Allah bana nimet verdi* de onlarla beraber bulunmadım." der.
İçinizden ağır davrananlar mutlaka olacaktır. Başınıza bir iş gelse "Gerçekten Allah bana iyilikte bulunmuş da onlarla birlikte olmamışım." diyeceklerdir.
Aslında, aranızdan kimileri yavaş davranır; bunun ardından başınıza bir yıkım gelirse, şöyle der: "Allah, bana iyilik ettiği için, onlarla birlikte bulunmadım!"
Aranızda elbette işi ağırdan alan kimseler olacak ve bir yenilgiyle karşılaştığınızda "Onlarla birlikte bulunmamam Allah'ın bana bir lutfudur" diyecek.
İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta bulundu."
Şüphesiz içinizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: "Doğrusu Allah, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım" der.
Bununla beraber içinizden öylesi vardır ki, her halde ağırdan alacaktır. Eğer size bir felaket isabet ederse: "Gerçekten Allah bana lütfetti de, onlarla birlikte bulunmadım." der.
Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman, başınıza bir felaket geldiğinde, "Onlarla birlikte bulunmamız Allahın bize bir lütfudur!" diyecekler.
Şüphesiz, aranızda öyle kimseler var ki, (onların her biri savaşa gitme konusunda) hakikaten pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse, "Allah, bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım" der.
Maamafih içinizden öylesi vardır ki her halde ağır alacaktır: bakar eğer size bir musibet isabet ederse "cidden, der: Allah bana lütfetti zira onlarla beraber hazır bulunmadım"
İçinizden bir kısmı var ki, pek ağır davranır. Eğer size bir felaket erişirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadım." der.
Şüphesiz içinizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: "Doğrusu Tanrı, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım" der.
İçinizden (öylesi vardır ki) muhakkak ağır davranacakdır. Eğer size bir musiybet gelib çatarsa diyecek ki: "Allah bana cidden lutfetdi. Çünkü onlarla beraber bulunmadım"!
Aranızda pek ağır davranacak olanlar da var. Size bir musibet geldiği takdirde: Allah bana gerçekten lütfetti de onlarla beraber bulunmadım der.
Elbette içinizde ağır davrananlar vardır. Şayet size bir musibet isabet edecek olursa: - Doğrusu Allah bana nimet vermiş de onların yanında olmadım, der.
Aranızda öylesi vardır ki, işi ağırdan alır. Başınıza bir felaket gelirse der ki: "Neyse ki, Allah bana lutfetti de onlarla beraber çıkmadım."
Muhakkak sizden öylesi vardır ki, ağırdan alır. Sizin başınıza kötü bir şey gelirse "Allah'ın bana nimeti olarak onlarla beraber değildim" der.
İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, 'ALLAH bana iyilik etti de onlarla birlikte şehit düşmedim,' der
İçinizden ağır davranan bazı kimseler, size bir musibet isabet ederse, "Allah bana nimet verdi* de onlarla bulunmadım." der.
And from among you will be those that would lag behind, so that if disaster afflicts you he would Say: "God has blessed me that I was not a martyr with them!"
And among you is he who delays; then if calamity befalls you, he says: “God was gracious to me in that I was not present with them.”
Among you there are people who hang back and if you encounter a setback then they say, ‘Allah has blessed me in that I was not there with them. ’
Surely, there are those among you who would drag their feet, then, if a setback afflicts you, they would say, "GOD has blessed me that I was not martyred with them."
And from among you are those who would slow behind, so that if disaster befalls you he would say: "God has blessed me that I was not a martyr with them!"
From among you will be those that would lag behind, so that if disaster afflicts you he would say, "God has blessed me that I did not witness the event with them!"