Havarilere, Bana ve Ben'im resulüme iman etmelerini vahyettim. "İman ettik." dediler. Ve tanık ol ki kuşkusuz, biz muslimleriz.
Hani havarilere, "Bana ve peygamberime iman ediniz" diye ilham etmiştim. Onlar da "İman ettik, bizim Allah'a teslim olmuş kimseler olduğumuza sen de şahit ol" demişlerdi.
Hani Havarilere* "Bana ve elçime iman edin!" diye vahyetmiştim* (bildirmiştim). Onlar da "İman ettik, bizim Allah'a teslim olmuş kişiler (Müslümanlar) olduğumuza sen de şahit ol!" demişlerdi.
Sohbet arkadaşlarına (havariyun), "Beni ve elçimi onaylayın" diye vahiy ettiğimde; "Onayladık, bizim barış içinde teslim (müslimun) oluşumuza tanık ol" demişlerdi.
Havarilere, Bana ve Ben'im resulüme iman etmelerini vahyettim. "İman ettik." dediler. Ve tanık ol ki kuşkusuz, biz muslimleriz.*
Bir gün havarilere "Bana ve Elçime inanıp güvenin" diye vahyettim. Onlar da "İnanıp güvendik; sen şahit ol bizler Allah'a teslim olan (müslüman) kimseleriz" diye karşılık verdiler.
Ayrıca, havarilere, şöyle bildirmiştim: "Bana ve elçime inanın!" Dediler ki: "İnandık; teslim olduğumuza, Sen de tanık ol!"
Ve hani, havarilere (senin aracılığınla) "Bana ve Benim elçime inanın!" diye vahyetmiştim; onlar da "Biz inanıyoruz, Sana kayıtsız şartsız teslim olduğumuza şahit ol!" demişlerdi.
Havarilere şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi: "İman ettik, sen de tanık ol ki biz, müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!"
Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten müslümanlar olduğumuza sen de şahid ol" demişlerdi.
Ve hani Havarilere: "Bana ve Resulüme iman edin!" diye emretmiştim, onlar da: "İman ettik, bizim şüphesiz müslüman olduğumuza şahit ol!" demişlerdi.
Ve (hatırla o vakti ki) beyazlara bürünmüş olanlara, "Bana ve Benim Elçime inanın!" diye vahyetmiştim. Onlar, "Biz inanıyoruz; ve şahit ol ki kendimizi (Sana) teslim etmişiz!" diye cevap verdiler.
Hani bir de, "Bana ve Peygamberime iman edin" diye havarilere ilham etmiştim. Onlar da "İman ettik. Bizim müslüman olduğumuza sen de şahit ol" demişlerdi.
Ve hani bana ve Resulüme iyman edin diye Havariyyune ilham etmiştim "iyman ettik, bizim şübhesiz müslimler olduğumuza şahid ol" demişlerdi
Havarilere: "Bana ve elçime inanın!" diye vahyetmiştim (kalblerine bu düşünceyi atmıştım); "İnandık, bizim müslümanlar olduğumuza şahidol!" demişlerdi.
Hani Havarilere: "Bana ve elçime inanın" diye vahyetmiştim; onlar da: "İnandık, gerçekten müslüman (teslim) olduğumuza sen de tanık ol" demişlerdi.
Hani havarilere "Bana ve resulüme iman edin" diye ilham etmişdim. "İman etdik. Hakıyki müslümanlar olduğumuza Sen de şahid ol" demişlerdi.
Hani Ben Havarilere: Bana ve peygamberime iman edin, diye vahyetmiştim de; inandık, şahid ol ki biz, müslümanlarız, demişlerdi.
Havarilerine de: -Bana ve Resulüme iman edin, diye vahyetmiştim. Onlar da: - İman ettik, bizim müslüman olduğumuza şahit ol! demişlerdi.
Ve hani havarilere: "Bana ve Resulüme iman edin" diye ilham etmiştim. Onlar da: "İman ettik. Hakka teslim olduğumuza şahid ol!" demişlerdi.
Hani Havarilere, "Bana ve Rasûlüme ("B"nin işareti kapsamıyla) iman edin" diye vahyetmiştim.. . "İman ettik. . . Sen şahit ol, biz gerçekten müslimleriz" dediler.
Havarilere (öğrencilere), 'Bana ve elçime inanın,' diye vahyettiğimde; 'İnandık, bizim müslüman (teslim) oluşumuza tanık ol,' demişlerdi.
Havarilere, Bana ve Ben'im rasulüme iman etmelerini vahyettim. "İman ettik." dediler. Ve tanık ol ki kuşkusuz, biz müslümanlarız.*
"And I inspired the disciples that you shall believe in Me and My messenger; they said: "We believe, and bear witness that we have surrendered. ""
And when I revealed to the disciples: “Believe in Me and My messenger”; they said: “We believe; and bear thou witness that we are submitting”;
and when I inspired the Disciples to have iman in Me and in My Messenger, they said, "We have iman. Bear witness that we are Muslims."’
"Recall that I inspired the disciples: 'You shall believe in Me and My messenger.' They said, 'We have believed, and bear witness that we are submitters.' "
"And I inspired the disciples: 'You shall believe in Me and My messenger;' they said: 'We believe, and bear witness that we have submitted.'"
I inspired the disciples that you shall acknowledge Me and My messenger; they Said, 'We acknowledge, and bear witness that we have peacefully surrendered.'