"Ondan yemeyi ve kalplerimizin iyice yatışmasını; senin bize doğru söylediğini bilmeyi ve buna doğrudan tanık olmayı istiyoruz." dediler.
Onlar, "Ondan yiyelim, kalplerimiz doyuma ulaşsın; bize doğru söylediğini bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz" demişlerdi.
Onlar "Ondan yiyelim, kalplerimiz rahat olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona şahitler olmak istiyoruz." demişlerdi.
"İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalbimiz yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona tanık olalım."
"Ondan yemeyi ve kalplerimizin iyice yatışmasını; senin bize doğru söylediğini bilmeyi ve buna doğrudan tanık olmayı istiyoruz." dediler.
Dediler ki "Biz istiyoruz ki o sofradan yiyelim, içimiz rahatlasın, hem de senin doğru söylediğini bilelim ve ona şahitler olalım."
"O sofradan yemek istiyoruz!" dediler; "Yüreklerimiz doygunluğa erişsin; bize doğruyu söylediğini bilelim ve ona tanıklık edelim!"
Onlar, "Biz ondan yemek, kalplerimizi tatmin etmek, bize hakikati söylediğini bilmek ve o hakikete biz de şahitlik yapmak isteriz" dediler.
Dediler: "İstiyoruz ki ondan yiyelim, gönüllerimiz tatmin bulsun, senin bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna tanıklık edenlerden olalım!"
(Bu sefer Havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi.
Onlar: "Biz istiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz mütmain olsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve onu -Allah'ın indireceği sofrayı- bizzat görenlerden olalım." dediler.
Onlar, "Biz ondan nasiplenmek isteriz, ki kalplerimiz sükunete ulaşsın, bize hakikati söylediğini bilelim ve biz ona şahitlik yapanlardan olalım!" dediler.
Onlar, "İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım" demişlerdi.
Biz dediler: İstiyoruz ki ondan yiyelim kalblerimiz itmi'nan bulsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona şehadet edenlerden olalım
"İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve buna bizzat tanık olalım." dediler.
(Bu sefer havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun; senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi.
(Şöyle) dediler: "Diliyoruz ki biz de ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın, senin bize hakıykaten doğru söylediğini bilelim ve biz de bunun üzerine şahidlerden olalım".
Demişlerdi ki: İstiyorsanız ki; ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize hakikaten doğru söylediğini bilelim de biz ona şahidlerden olalım.
Havariler ise: -Ondan yemek istiyoruz, (böylece) kalplerimiz mutmain olsun ve bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna şahitlerden olalım, demişlerdi.
"Biz" dediler, "istiyoruz ki ondan yiyelim, gönlümüz rahatlasın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona şahitlik edenlerden olalım."
Dediler ki: "İsteriz ki o sofradan yiyelim (o ilimleri uygulayalım), kalplerimiz mutmain olsun (açıkladıklarına yakin oluşsun); senin bize (mutlak) hakikati açıkladığını bilelim ve ona şahitlerden olalım. "
'İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalbimiz yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona tanık olalım.'
"Ondan yemeyi ve kalplerimizin iyice yatışmasını; senin bize doğru söylediğini bilmeyi ve buna doğrudan tanık olmayı istiyoruz." dediler.
They said: "We want to eat from it and so our hearts become relieved, and so we know that you are truthful, and so that we can become a witness over it. "
They said: “We wish to eat thereof and our hearts to be at rest, and to know that thou hast spoken truth to us, and to be among the witnesses thereto.”
They said, ‘We want to eat from it and for our hearts to be at peace and to know that you have told us the truth and to be among those who witness it. ’
They said, "We wish to eat from it, and to reassure our hearts, and to know for sure that you have told us the truth. We will serve as witnesses thereof."
They said: "We want to eat from it and so our hearts become relieved, and so we know that you are truthful, and so that we can become a witness over it."
They said, "We want to eat from it and to reassure our hearts, and so we know that you are truthful, and so that we can become a witness over it."