Onlar seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.
Seher vakitlerinde de Allah'tan af dilerlerdi.
Seher vakitlerinde de bağışlanma dilerler(di).*
Seherlerde/gönülden bağışlanma dilerlerdi.
Onlar seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.
Seher vakitlerinde bağışlanma dilerler.
Güneşin doğmasına yakın zamanlarda da bağışlanma dilerlerdi.
ve seher vakitlerinde ta yürekten Allah'a yalvarırlardı,
Seher vakitlerinde af dilemekteydi onlar.
Onlar, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.
Seher vakitlerinde hep bağışlanma dilerlerdi.
bağışlanmak için kalplerinin derinliğinden gelerek yalvarırlardı;
Seherlerde bağışlama dilerlerdi.
Ve seher vakıtları hep istiğfar ederlerdi
Seherlerde onlar istiğfar ederlerdi,
Onlar, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.
Sehar vakıflarında da onlar istiğfar ederlerdi.
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.
Seherleri de onlar mağfiret diliyorlardı.
Seher vakitleri istiğfar ederlerdi.
Seherlerde istiğfar ederlerdi.
Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.
Onlar seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.
And before dawn, they would seek forgiveness.
And before the break of day they would ask forgiveness,
and they would seek forgiveness before the dawn.
At dawn, they prayed for forgiveness.
And before dawn, they would seek forgiveness.
Before dawn, they would seek forgiveness.