Onun yanına geldiklerinde, "Selam." dediler. "Selam, tanınmayan topluluk." dedi.
Onlar, İbrahim'in yanına girip selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden "Bunlar yabancılar" demişti.
Hani onlar (İbrahim'in) yanına girmiş ve "Selam!" demişlerdi. (İbrahim de) "Selam!" demiş, "(Bunlar) yabancı bir topluluk!" (diye içinden geçirmişti).*
Onun huzuruna girmişlerdi ve "Selam (barış)" demişlerdi. O da, "Selam size, yabancılar!" demişti.
Onun yanına geldiklerinde, "Selam." dediler. "Selam, tanınmayan topluluk." dedi.
Hani yanına girmiş, "Selam!" demişlerdi. O (İbrahim): "Size de selam, tuhaf bir topluluksunuz" demişti.
Onun yanına girdiklerinde; "Selam!" dediler. "Selam yabancılar!" dedi.
Hani, (elçiler) İbrahim'in huzuruna girmişler ve "(Sana) selam olsun!" demişlerdi de, o da, "(Size de) selam olsun!" demiş ve (içinden) "Bunlar tanımadık kimseler" diye geçirmişti.
Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.
Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."
Yanına girdikleri vakit: "Selam!" dediler. O da: "Selam! Görülmedik bir topluluk" dedi.
O (semavi elçi)ler İbrahim'e gelip ona selam verdiklerinde, "(Size de) selam olsun!" demişti; (ve kendi kendine,) "Bunlar, yabancı kimseler!" (diye düşünmüştü.)
Hani onlar, İbrahim'in yanına varmışlar ve "Selam olsun sana!" demişlerdi. O da "Size de selam olsun." demiş, "Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler" (diye düşünmüştü).
O vakıt ki üzerine girdiler de "selam" dediler. "Selam, görülmedik bir kavım" dedi
Bir zaman onun yanına girmişler: "Selam" demişlerdi. "Selam, dedi, (siz) tanınmamış bir topluluk(sunuz)."
Hani yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Münker bir kavim."
Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de "Selam" demişlerdi. (İbrahim de) "selam" demiş (selam ile mukaabele etmiş), "(Bunlar) tanınmamış bir zümre" demişdi.
Hani onlar, yanına girip; selam sana, demişlerdi de; selam, demişti. Tanınmamış bir zümre.
Hani O'nun yanına girmişler: "Selam" demişlerdi. O da: -Selam ey yabancılar!" demişti.
Onlar yanına varınca: "Selam!" dediler. O da: "Size de Selam!" diye cevap verdi, ama içinden: "Bunlar tanımadığım kimseler, hayırdır inşaallah!" dedi.
Hani Onun yanına girdiklerinde: "Selam" dediler.. . (İbrahim de): "Selam" dedi. . . "Rastlanmadık birileri (diye düşündü). "
Onun huzuruna girmişlerdi ve 'Selam (barış)' demişlerdi. O da, 'Selam size, yabancılar!' demişti.
Onun yanına geldiklerinde, "Selam." dediler. "Selam, tanınmayan topluluk." dedi.
When they entered upon him, they said: "Peace. " He said: "Peace to a people unknown!"
When they entered upon him and said: “Peace!” he said: “Peace, people unknown!”
When they entered his dwelling and said, ‘Peace!’ he said, ‘Peace, to people we do not know. ’
They visited him, saying, "Peace." He said, "Peace to you, strangers!"
When they entered upon him, they said: "Peace." He said: "Peace to a people unknown!"
When they entered upon him, they said, "Peace." He said, "Peace to a people unknown!"