Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Sonra onu ve ordularını yakaladık ve denize attık. Kendi kendini kınıyordu.

فَاَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُل۪يمٌۜ
Fe ehaznahu ve cunudehu fe nebeznahum fil yemmi ve huve mulim.
#kelimeanlamkök
1feehaznahubiz de onu yakaladıkاخذ
2ve cunudehuve askerleriniجند
3fe nebeznahumve onları attıkنبذ
4fi
5l-yemmidenizeيمم
6vehuveve o
7mulimunkendi kendini kınıyorduلوم
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Sonunda onu ve askerlerini denize attık. O, kendini kınayıp duruyordu.

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    Onu da ordularını da yakalayıp denizde boğmuştuk; bu sırada kendini kınayıp duruyordu.*

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Onu ve askerlerini yakalayıp denize attık. Bu sonucu haketmişti.

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Sonra onu ve ordularını yakaladık ve denize attık. Kendi kendini kınıyordu.

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Nihayet Firavunu tuttuk, ordusuyla birlikte denizin içinde darmadağınık ettik. O sırada o, kendini kınıyordu.

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Sonunda, onu ve ordularını yakalayıp denize attık. Zaten kendi kendisini suçluyordu.*

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    Derken, Biz de onu ve ordusunu enseledik, hepsini denize döktük: o hala kendi kendisini kınayadursun.

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp suyun ortasına fırlattık. Kendi kendini kınayıp duruyordu.

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıyordu.'

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Bunun üzerine Biz de tuttuk kendisini ve ordularını denize fırlatıverdik o alçak namertlik ederken.

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    ve Biz onu ve adamlarını yakalayıp hepsini denize atmıştık, (bütün bu olup bitenler için) suçlanması gereken, (Firavun'dan başkası değildi,) yalnız o idi (tek suçlu).

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. O ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Onun üzerine biz de tuttuk kendisini ve ordularını deryaya fırlatıverdik, namerdlik ederken o leim.

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Biz de onu ve askerlerini yakaladık, onları denize attık. (O boğulurken pişmanlıkla) Kendi kendini kınıyordu.

  • Gültekin Onan

    Bunun üzerine, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,), 'kınanacak işler yapıyordu'.

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Nihayet onu da, ordularını da yakalayıb denize atdık ki o, (bu sırada kendi kendini) kınayıcı idi.

  • İbni Kesir

    Sonunda onu da, ordularını da yakalayıp denize attık. O, kınanacak işler yapıp durmaktaydı.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    Biz de onu ve askerlerini yakalamış ve denize atmıştık. O pişman olmuştu.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    Biz de hem onu, hem ordularını yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. Boğulurken, pişmanlıkla kendi kendini kınıyordu.

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Bunun üzerine onu ve ordusunu yakaladık da onları denize attık.. . O pişmanlıkla kendi kendini yeriyordu!

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Onu ve askerlerini yakalayıp denize attık. Bu sonucu haketmişti.

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Sonra onu ve ordularını yakaladık ve denize attık. Kendi kendini kınıyordu.

  • Progressive Muslims

    So We took him and his troops; We cast them into the sea, and he was to blame.

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    So We took him and his forces, and cast them into the sea; and he was blameworthy.

  • Aisha Bewley

    So We seized him and his armies and hurled them into the sea, and he was to blame.

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    Consequently, we punished him and his troops. We threw them into the sea, and he is the one to blame.

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    So We took him and his troops; We cast them into the sea, and he was to blame.

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    So We took him and his troops; We cast them into the sea, and he was to blame.