Alt üst edilen beldeyi de yerin dibine geçirdi.
Alt-üst olan şehirleri de O böyle yaptı.
Alt üst olan şehirleri de O yok etmişti.
Yıkılıp batırılmış olanlar (Sodom ve Gomora), en bayağılardı.
Alt üst edilen beldeyi de yerin dibine geçirdi.
Altı üstüne getirilen şehri (Lut kavmini) onun yok etti, yere batırdı*,
Altı üstüne getirilen kentleri de yerin dibine geçirdi.
Tıpkı altı üstüne getirilen diğer topluluklar (gibi).
Altı üstüne gelmiş kentleri de yere geçirdi O.
Altı üstüne gelen (Lut kavminin) şehirlerini de O yerin dibine geçirdi.
Mü'tefikey'i de haviyeye attı (altını üstüne getirdi).
(işte Rabbin onları yok etti,) tıpkı yıkılıp altüst olan öteki şehirleri yok olmaya terk ettiği
(53-54) O, "Mu'tefike"yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.
Mü'tefikeyi de Haviyeye attı
Altı üstüne getirilen kentleri (Lut kavminin oturduğu bölgeleri) devirip yıktı.
Altı üstüne gelen (Lut kavminin) şehirlerini de O yerin dibine geçirdi.
(Lut kavminin) altı üstüne gelen kasabalarını da O kaldırıb yere çarpdı da,
Altı üstüne gelen kasabaları da O, yerin dibine geçirdi.
Alt üst edilmiş, yok olup gitmiştir.
Mü'tefikat'ı (helak olmuş şehirleri; Sodom ve Gomore'yi) yerin dibine batırdı!
Yıkılıp batırılmış olanlar (Sodom ve Gomora), en bayağılardı.
Alt üst edilen beldeyi de yerin dibine geçirdi.
And the evil communities were the lowliest.
And the overthrown cities He cast down,
and the Overturned City which He turned upside down
The evil communities (of Sodom and Gomorrah) were the lowliest.
And the overthrown city was made to fall.
The evil communities were the lowliest.