Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağa sarıldı ve kesti.
Arkadaşlarını çağırdılar, o da kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
Onlar arkadaşlarını çağırmışlar, (içlerinden biri) hemen ileri atılmış ve deveyi vahşice katletmişti.*
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.
Derken arkadaşlarını çağırdılar*, o da bıçağa sarıldı ve kesti.
Derken arkadaşlarını çağırdılar; o da bıçağı kaptığı gibi deveyi kesti.
Böylece, arkadaşlarını çağırdılar. Ardından, işe koyulup kesti.
Derken onlar, (çete başı olan) arkadaşlarını çağırdılar. Kafa kafaya verdiler... ve nihayet o, (deveyi) gaddarca boğazladı.
Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp 'hayvanı ayağından biçip yere devirdi.'
Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar, o da silaha sarıldı ve ayaklarını çırptı (biçti).
Ama onlar (en yakın) adamlarını çağırdılar; o (gelir gelmez kötü bir işe) kalkıştı ve (hayvanı) vahşice boğazladı.
Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.
Bunun üzerine sahiblerine bağırdılar o da silaha sarıldı da ayaklarını çırptı
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağı çekip (deveyi) kesti.
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp 'hayvanı ayağından biçip yere devirdi'.
Binnetice, arkadaşlarını çağırdılar. O da (kılıca) sarılarak (deveyi) kesdi.
Arkadaşlarını çağırdılar, o da sarılarak onu kesti.
Arkadaşlarını çağırdılar, o da elini uzatıp deveyi vahşice boğazladı.
Onlar en yakın arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağı çıkarıp deveyi kesti.
Arkadaşlarına seslenip çağırdılar. Onlar da payını aldı, deveyi de vahşi şekilde boğazladılar!
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.
Derken arkadaşlarını çağırdılar*, o da hazırlandı ve acımasızca kesti.
But they called on their friend, and he was paid to slaughter.
Then they called their companion, and he betook himself and did hamstring.
They called on their companion and he set to it and hamstrung her.
But they persuaded their friend to kill (the camel), and he obliged.
But they called on their friend, and he was paid to slaughter.
But they called on their friend, and he was paid to slaughter.