Ant olsun ki, Firavun ailesine de uyarıcılar gelmişti.
Firavun ailesine de uyarıcılar gelmişti.
Şüphesiz ki Firavun'un ailesine (destekçilerine) de uyarı(cı)lar gelmişti.
Firavunun erkanına da uyarıcılar gitmişti.
Ant olsun ki, Firavun ailesine* de uyarıcılar gelmişti.
Firavun hanedanına da uyarılar yapılmıştı.
Oysa gerçek şu ki, Firavun ailesine de uyarıcılar gelmişti.
Doğrusu, Firavun yandaşlarına da bu uyarılar gelmişti.
Yemin olsun, Firavun hanedanına da uyarılar gelmişti.
Andolsun Firavun ailesi (ve çevresi ile kavmi)ne de uyarılar geldi.
Andolsun ki, Firavun'un ailesine de uyarıcı peygamberler geldi.
Firavun halkına (da) kesinlikle bu tür uyarılar gelmişti;
Andolsun, Firavun'un ailesine de uyarıcılar gelmişti.
Şanım hakkı için al-i Fir'avn'e de geldi inzar edici Peygamberler.
Fir'avn'ın kavmine de uyarılar gelmiştir.
Andolsun Firavun ailesi (ve çevresi ile kavmi)ne de uyarılar geldi.
Andolsun ki Fir'avn haanedanına da tehdidler gelmişdir.
Andolsun ki; Firavun erkanına da uyarıcılar geldi.
Firavun Hanedanına da uyarıcılar gelmişti.
Firavun hanedanına da uyaran peygamberler geldi.
Andolsun ki Firavun ailesine de uyarıcılar geldi.
Firavun'un erkanına da uyarıcılar gitmişti.
Ant olsun ki, Firavun ailesine* de uyarıcılar gelmişti.
And the warnings had come to the people of Pharaoh.
And the warnings came to the house of Pharaoh.
Warnings came to Pharaoh’s people.
Pharaoh's people were warned.
And the warnings had come to the people of Pharaoh.
The warnings had come to the people of Pharaoh.