Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar.
- Mücevherlerle işlenmiş divanlar üzerinde karşılıklı olarak yaslanırlar.
(15, 16) Karşılıklı olarak yaslanacakları mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerinde (ağırlanacaklar)dır.
Karşılıklı yaslanmışlardır.
Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar.
Karşılıklı yaslanıp keyifle otururlar.
Karşılıklı otururlar.
onlara yaslanıp tarifsiz bir (sevinci) paylaşacaklar;
Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.
Karşılıklı yaslanmışlardır.
karşı karşıya kurulmuşlar.
(ve) birbirlerine (sevgi ile) bakarak uzanacaklar.
(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
Karşı karşıya kurulmuşlar
Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar.
Karşılıklı yaslanmışlardır.
Üstlerinde karşı karşıya yaslanan (bahtiyar) lar olacak.
Karşılıklı olarak üzerinde yaslanırlar.
Karşı karşıya oturup, arkalarına yaslanmışlardır.
(15-16) Mücevheratla işlenmiş tahtlara yaslanarak karşılıklı otururlar.
Karşılıklı kurulmuşlardır.
Karşılıklı yaslanmışlardır.
Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar.
Residing in them, neighbouring each other.
Reclining upon them, facing one another.
reclining on them face to face.
Enjoying everything, they will be neighbors.
Reclining in them, facing each other.
Residing in them, neighboring each other.