Gözler O'nu idrak edemez; O, gözleri idrak eder. O, Bütün Ayrıntıları Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır.
Gözler O'nu idrak edemez (göremez);* (oysa) O, gözleri idrak eder (görür). O derin bilgi sahibidir, haberdardır.*
Gözler O'na erişemez O, gözlere erişir. O Şefkatlidir, Haberdardır.
Gözler O'nu idrak edemez; O, gözleri idrak eder. O, Bütün Ayrıntıları Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
Gözler O'nu kuşatamaz ama O, gözleri kuşatır. O nazik davranır, her şeyin iç yüzünü bilir.
O'nu, gözler kavrayamaz. Oysa O, tüm gözlere erişir. Çünkü O, En İnce Ayrıntılarla Gerçekleştirendir; Haberlidir.
Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur O'nu kuşatamaz, fakat O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çepeçevre kuşatır: Yalnızca O'dur her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan.
Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür/bilir. O Latif'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habir'dir, her şeyden haberdardır.
Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.
O'nu gözler algılamaz, O ise bütün gözleri idrak eder. O öyle latif ve öyle herşeyden haberdardır.
Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur Onu kuşatamaz, halbuki O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: zira yalnız Odur (hikmetine) tam nüfuz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan.
Gözler O'nu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder. O, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.
onu gözler idrak etmez, gözleri o idrak eder, öyle latif öyle habir o
Gözler O'nu görmez, O gözleri görür; O latif (gözle görülmez veya lutuf sahibi), herşeyi haber alandır.
Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O latif olandır, haberdar olandır.
Ona gözler erişemez. O (nun ilmi) ise bütün gözleri ihaata eder. O, (kulları hakkında) gerçek rıfk-u lutf saahibidir. (Her şeyden de) haberdardır.
Gözler; O'na erişemez. O ise, bütün gözlere erişir. Ve O; Latif, Habir'dir.
Gözler O'nu idrak edemez. O, gözleri idrak eder. O, lütfedendir, haberdar olandır.
Gözler O'na erişemez. O'nun ilmi ise bütün gözleri ihata eder.(Gözlerin görmediği her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan) latif ve habir O'dur.
Ebsar (görme - değerlendirme organları) O'nu idrak edemez; O, ebsarı idrak eder (değerlendirir)! "HU"; Latiyf'tir, Habiyr'dir.
Gözler O'na erişemez O, gözlere erişir. O Şefkatlidir, Haberdardır
Gözler O'nu idrak edemez; O, gözleri idrak eder. O, Bütün Ayrıntıları Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
The eyesight cannot reach Him, yet He can reach all eyesight; and He is the Subtle, the Expert.
Vision comprehends Him not, but He comprehends vision; He is the Subtle, the Aware.
Eyesight cannot perceive Him but He perceives eyesight. He is the All-Penetrating, the All-Aware.
No visions can encompass Him, but He encompasses all visions. He is the Compassionate, the Cognizant.
The eyesight cannot reach Him, yet He can reach all eyesight; and He is the Subtle, the Expert.
The eyesight cannot reach Him, yet He can reach all eyesight; and He is the Subtle, the Ever-aware.