Rabb'inizden size basiret verilmiştir. Kim gerçeği görürse kendi yararınadır, kim de gerçeği görmezse kendi aleyhinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kad | doğrusu | |
2 | ca'ekum | size geldi | جيا |
3 | besairu | basiretler | بصر |
4 | min | -den | |
5 | rabbikum | Rabbiniz- | ربب |
6 | femen | artık kim | |
7 | ebsara | görürse | بصر |
8 | felinefsihi | (yararı) kendisinedir | نفس |
9 | ve men | ve kim de | |
10 | amiye | kör olursa | عمي |
11 | fealeyha | (zararı) kendisinedir | |
12 | ve ma | ve değilim | |
13 | ena | ben | |
14 | aleykum | sizin üzerinize | |
15 | bihafizin | bekçi | حفظ |
Doğrusu size Rabbiniz tarafından basiretler/idrak kabiliyeti verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.
(De ki:) "Elbette size Rabbiniz tarafından öngörüler* gelmiştir. Artık kim (gerçeği) görürse yararı kendisine, kim de kör davranırsa zararı kendisinedir. Ben üzerinize asla bekçi değilim."
Efendinizden size aydınlatıcı belgeler gelmiş bulunuyor. Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararınadır. Ben üzerinize bekçi değilim.
Rabb'inizden size basiret* verilmiştir. Kim gerçeği görürse* kendi yararınadır, kim de gerçeği görmezse* kendi aleyhinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.
Rabbinizden size göstergeler (basiretler) geldi. Kim görürse kendi için görür, kim de körlük ederse kendi aleyhine olur. Ben sizi koruyacak değilim.
"Gerçek şu ki, Efendinizden, size aydınlanma kaynağı gelmiştir. Artık, kim görmek isterse, kendi yararına; kim körlük ederse, kendi yitimine yönelik olacaktır. Ben, sizin üzerinize gözetmen değilim!"
Doğrusu, Rabbinizden size (vahiy gibi) bir bilinç kaynağı gelmiştir. Artık kim (vahyin gösterdiği hakikati) görmek isterse kendi lehine, kim de körlüğü tercih ederse kendi aleyhinedir. Ben sizi engelleyecek değilim.
Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde gözetleyici değilim.
Gerçekten Rabbinizden size birçok deliller geldi, artık kim gözünü açarak onları görürse kendi lehine, kim de körlük ederse, kendi aleyhinedir. Ve o durumda ben sizin bekçiniz değilim.
Şimdi Rabbinizden size (bu ilahi kelam yoluyla) anlama ve kavrama araçları verilmiştir. O halde, kim görmek isterse kendi lehine, ve kim de körlüğü tercih ederse kendi aleyhine davranmış olur. Ve (kalbi katılaşmış olanlara de ki): "Ben sizin bekçiniz değilim!"
Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi. Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, kim de (hakkın karşısında) körlük ederse kendi zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim.
Hakıkat Rabbınızdan size bir çok basıretler geldi artık kim gözünü açar görürse kendi lehine, kim de körlük ederse kendi aleyhinedir ve o halde ben size karşı muhafız değilim
Doğrusu size Rabbinizden basiretler geldi. Artık kim (gerçeği) görürse yararı kendisine, kim de (gerçeğe karşı) kör olursa zararı kendisinedir. Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Gerçek şu ki size rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinize gözetleyici değilim.
Size Rabbinizden muhakkak basıyretler gelmişdir. Artık kim (onlarla hakkı) görür (ve iman eder) se kendi lehine, kim (ondan) kör kalırsa o da kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde bir bekci değilim.
Doğrusu size, Rabbınızdan basiretler gelmiştir. Kim, onları görürse; kendi lehine, kim de körlük ederse; kendi aleyhinedir. Ve ben, sizin üzerinize bir bekçi değilim.
Size Rabbinizden apaçık deliller gelmiştir. Her kim bunları görürse kendisi içindir. Kim de körlük ederse aleyhinedir. Yoksa ben, sizin üzerinizde bir bekçi değilim.
Rabbinizden size muhakkak ki deliller gelmiştir. Artık kim gözünü açar görürse kendi lehine, kim de hakkı görmeyip batılı seçerse kendi aleyhinedir. (Sen de ki:) "Ben sizin üzerinizde bekçi değilim."
Gerçek şu ki, size Rabbinizden değerlendirilesi deliller gelmiştir.. . Kim basiretiyle gelenleri değerlendirirse kendi lehine, kim de basiretsiz olursa kendi aleyhinedir. . . Ben, üzerinize muhafız değilim!
Rabbinizden size aydınlatıcı bilgiler gelmiş bulunuyor. Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararınadır. Ben üzerinize bekçi değilim.
Rabb'inizden size idrak etme yeteneği* verilmiştir. Kim gerçeği görürse* kendi yararınadır, kim de gerçeği görmezse* kendi aleyhinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.
"Visible proofs have come to you from your Lord; so whoever can see, does so for himself, and whoever is blinded, does the same. I am not a watcher over you."
Means of insight have come to you from your Lord; and whoso sees, it is for his soul; and whoso is blind, it is against it; and: “I am not a custodian over you.”
‘Clear insights have come to you from your Lord. Whoever sees clearly, does so to his own benefit. Whoever is blind, it is to his own detriment. I am not here as your keeper.’
Enlightenments have come to you from your Lord. As for those who can see, they do so for their own good, and those who turn blind, do so to their own detriment. I am not your guardian.
"Visible proofs have come to you from your Lord; so whoever can see, does so for himself, and whoever is blinded, will be such. I am not a watcher over you."
"Visible proofs have come to you from your Lord; so whoever can see, does so for himself, and whoever is blinded, does the same. I am not a guardian over you."