Ve her zaman yanında olan evlatlar.
- Tek olarak yarattığım, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri serdikçe serdiğim o kişiyi bana bırak!
Göz önünde olan çocuklar (verdim).
Hem de gözü önünde çocuklar...
Ve her zaman yanında olan evlatlar.
Yanından ayrılmayan oğullar* verdim.
Gözünün önünde oğullar.
Bir de (cömertliğimin) şahitleri olan çocuklar...
Göz doyurucu oğullar verdim.
Göz önünde hazır çocuklar (verdim).
göz önünde oğulları,
ve (sevginin) şahitleri olarak çocuklar,
(12-13) Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
Hem göz önünde oğullar
Göz önünde oğullar (verdim).
Göz önünde hazır çocuklar (verdim).
(11-12-13-14) Bir tek (ya'ni nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evladlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kafir adam) ı bana bırak.
Görülen oğullar verdiğimi,
Göz önünde oğullar verdim.
(11-14) Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkanı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!
Önünde dolaşan oğullar verdiğimi;
Hem de gözü önünde çocuklar...
Ve her zaman yanında olan evlatlar.
And children to bear witness.
And sons present,
and sons who stay with him,
And children to behold.
And sons to bear witness.
Children to bear witness.