Ona, geniş imkanlar sağladım.
- Tek olarak yarattığım, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri serdikçe serdiğim o kişiyi bana bırak!
Her şeyi önüne serdim.
Ona nimetler yağdırdım.
Ona, geniş imkanlar sağladım.
Her şeyi önüne serdim.
Ve geniş olanaklar verdim.
Ve onu bir (bebek gibi) eleyip belemiştim;
Alabildiğine imkanlar döşedim onun için.
Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
hem kendisine bir döşeyiş döşedim (şeref ve itibar verdim)!
ve hayatına geniş bir ufuk açtığım:
Kendisine alabildiğine imkanlar sağladım.
Hem kendisine bir döşeyip döşedim
Kendisine bir döşeyiş döşedim.
Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
(11-12-13-14) Bir tek (ya'ni nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evladlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kafir adam) ı bana bırak.
Ve onun için yaydıkça yaydığımı.
Ona verdikçe verdim.
(11-14) Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkanı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!
Kendisine alabildiğine genişlik ve bolluk yaşattığımı!
Ona nimetler yağdırdım.
Ona, geniş imkanlar sağladım.
And I made everything comfortable for him.
And spread before him ease.
and whose way I have smoothed.
I made everything easy for him.
And I made everything comfortable for him.
I made everything comfortable for him.