"Öyleyse, bu hüsranlı bir dönüştür." dediler.
- Onlar şöyle diyorlar: "Biz eski halimize mi döndürüleceğiz? Çürümüş kemikler haline geldikten sonra mı? Öyleyse bu hüsran dolu bir dönüştür."
"O zaman, o zararlı bir dönüş olur!" derler.
"Öyleyse bu zararına bir dönüştür" derler.
"Öyleyse, bu hüsranlı bir dönüştür." dediler.
Derler ki, "Öyleyse, bu dönüş bir hüsran olur!"
Dediler ki: "Öyleyse yitime uğratan bir dönüş olur!"
(Ve) ekliyorlar: "O zaman desene bu ikinci bir hüsran olacak!"
"Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular.
Derler ki: "Şu durumda, zararına bir dönüştür bu."
Dediler ki: "Öyleyse o zararlı bir dönüş!"
(Ve) ilave ediyorlar: "Öyleyse bu, zararlı bir dönüş olur!"
"Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür" dediler.
O dediler: o halde husranlı bir dönüş
"Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür!" dediler.
Derler ki: "Şu durumda, zararına bir dönüştür bu."
Dediler: "Öyle ise bu (yeni hayata dönüş) ziyanlı bir dönüşdür".
O takdirde bu, zararlı bir dönüştür, derler.
-Öyleyse bu dönüş hüsrandır, derler.
(10-12) İnkarcılar alay ederek şöyle derler: "Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!"
"İşte bu, o takdirde (yaşamın devam etmesi) hüsranlı bir geri dönüştür" dediler.
'Öyleyse bu zararına bir dönüştür,' derler.
"Öyleyse, bu hüsranlı bir dönüştür." dediler.
They said: "This is an impossible recurrence. "
They say: “That, then, would be a losing return!”)
They say, ‘That will clearly be a losing restoration!’
They had said, "This is an impossible recurrence."
They said: "This is an impossible recurrence."
They said, "This is an impossible recurrence."