Musa, belirlediğimiz buluşma için adamlarından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: "Ey Rabb'im! Dileseydin bunları da beni de daha önce yok ederdin. İçimizdeki birtakım beyinsizler yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, ancak senin bir fitnendir. Onunla hak edeni sapkınlıkta bırakırsın hak edene de doğru yolu gösterirsin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | vehtara | ve seçti | خير |
2 | musa | Musa | |
3 | kavmehu | kavminden | قوم |
4 | seb'iyne | yetmiş | سبع |
5 | raculen | adam | رجل |
6 | limikatina | bizimle buluşma vakti için | وقت |
7 | felemma | ne zaman ki | |
8 | ehazethumu | onları yakalayınca | اخذ |
9 | r-racfetu | sarsıntı | رجف |
10 | kale | (Musa) dedi ki | قول |
11 | rabbi | Rabbim | ربب |
12 | lev | şayet | |
13 | şi'te | dileseydin | شيا |
14 | ehlektehum | bunları da helak ederdin | هلك |
15 | min | ||
16 | kablu | daha önce | قبل |
17 | ve iyyaye | ve beni de | |
18 | etuhlikuna | bizi helak mı edeceksin? | هلك |
19 | bima | ötürü | |
20 | feale | yaptıklarından | فعل |
21 | s-sufeha'u | bazı beyinsizlerin | سفه |
22 | minna | içimizden | |
23 | in | ||
24 | hiye | bu (iş) | |
25 | illa | başka bir şey değildir | |
26 | fitnetuke | senin imtihanından | فتن |
27 | tudillu | şaşırtırsın | ضلل |
28 | biha | onunla | |
29 | men | ||
30 | teşa'u | dilediğini | شيا |
31 | ve tehdi | ve yol gösterirsin | هدي |
32 | men | ||
33 | teşa'u | dilediğine | شيا |
34 | ente | sen | |
35 | veliyyuna | bizim velimizsin | ولي |
36 | fegfir | bağışla | غفر |
37 | lena | bizi | |
38 | verhamna | ve bize acı | رحم |
39 | ve ente | ve sen | |
40 | hayru | en iyisisin | خير |
41 | l-gafirine | bağışlayanların | غفر |
Musa, tayin ettiğimiz vakitte huzurumuzda bulunmak üzere kavminden yetmiş kişi seçti. Onları dehşetli bir gürültü yakalayınca, Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği yüzünden bizi helak edecek misin? Bu, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletirsin. Bizim velimiz sensin, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bağışlayanların en üstünüsün."
Musa, belirlediğimiz zaman için kavminden yetmiş adam seçmişti. Kendilerini o müthiş deprem yakalamış ve (Musa) şöyle demişti: "Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helak edebilirdin. İçimizden bazı beyinsizlerin işlediği şeyler yüzünden hepimizi mi helak edeceksin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini (layık olanı) sapkınlıkta bırakır; dilediğini (layık olanı) doğru yola ulaştırırsın. Sen bizim dostumuzsun (sahibimizsin); bizi bağışla ve bize merhamet et! Sen bağışlayanların en hayırlısısın.
Bizimle randevu için, Musa, halkı arasından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: "Efendim, dileseydin beni ve onları daha önce yok ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin düzenlediğin bir sınav olmalı. Dilediğini onunla saptırır, dilediğini de onunla doğru yola iletirsin. Sahibimiz sensin; bizi bağışla bize acı. Sen en iyi Bağışlayansın" dedi,
Musa, belirlediğimiz buluşma için adamlarından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: "Ey Rabb'im! Dileseydin bunları da beni de daha önce yok ederdin. İçimizdeki birtakım beyinsizler yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, ancak senin bir fitnendir. Onunla hak edeni sapkınlıkta bırakırsın hak edene de doğru yolu gösterirsin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın." dedi.
Musa belirlediğimiz gün için halkından yetmiş adam seçti. Bunlar bir depremle sarsılınca dedi ki "Rabbim! Tercihi sen yapsaydın onları da beni de daha önce etkisiz hale getirirdin. Aramızdaki akılsızların yaptıkları yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, sadece senin imtihanındır. Sapık saydığını bu yolla belirlersin, yola gelmiş saydığını da bu yolla belirlersin. Bizim velimiz sensin. Bizi bağışla, bize ikramda bulun. En güzel bağışlamayı yapan Sensin
Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için, toplumu arasından, yetmiş adam seçti. Zorlu bir sarsıntı onları yakalayınca, şöyle dedi: "Efendim! Eğer dileseydin, onları ve beni daha önce yıkıma uğratırdın. Aramızdaki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden, bizi mi yıkıma uğratacaksın? Bizi sınamandan başka bir şey değil bu. Onunla, dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola eriştirirsin. Bizim dostumuz, Sensin. Artık, bizi bağışla ve bize merhamet et. Çünkü Sen, bağışlayanların en iyisisin!"
Ve Musa, belirlediğimiz bir zaman ve mekanda hazır olmak üzere toplumu arasından yetmiş kişi seçti. O zaman onları derin bir sarsıntı tutunca, "Rabbim!" dedi, "Dileseydin bunları ve beni daha evvel helak ederdin. Şimdi içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizleri de helak eder misin? Bu Senin sınamandan başka bir şey değil; onunla dilediğini sapıklığa terk eden, dilediğini de doğru yola yöneltirsin! Sensin bizim velimiz: O halde bizi bağışla, bize merhamat et! Çünkü Sen bağışlayanların en hayırlısısın.
Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın."
Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip ayırdı. Bunları da 'dayanılmaz bir sarsıntı' tutuverince, dedi ki: "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın."
Bir de Musa tayin ettiğimiz vakitte huzurumuzda bulunmak üzere kavminden yetmiş er seçmişti. Ne zaman ki bunları o sarsıntı yakaladı. Musa dedi ki: "Rabbim, dileseydin bunları ve beni daha önce helak ederdin. Şimdi bizi, içimizdeki o beyinsizlerin yaptıkları yüzünden helak mı edeceksin? O da sırf Senin imtihanın; Sen bununla dilediğini sapıklığa bırakır, dilediğine hidayet kılarsın! Bizim velimiz Sensin; artık bizi bağışla, bize merhamet eyle; bağışlayanların en hayırlısı Sensin!
Sonra Bizim belirlediğimiz bir vakit (ve yere) gelmek (ve bağışlanma için dua etmek üzere) halkı içinden yetmiş adam seçti. Ve işte o zaman onları bir sarsıntı yakaladığında, "Ey Rabbim!" diye duada bulundu, "Eğer dileseydin, daha önce de onları yok ederdin ve (onlarla beraber) beni de. İçimizden birtakım dar kafalıların yaptıklarından ötürü bizi yok edecek misin (şimdi)? (Bütün) insanlar Senin bir sınamandan başka bir şey değil; ki onunla dilediğinin sapmasına fırsat verir, dilediğini de doğru yola sokarsın. Bizim velimiz/yakınımız sensin: öyleyse bağışla, bize acı, çünkü bağışlayanların en hayırlısı sensin!
Musa, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti. Onları sarsıntı yakalayınca (bayıldılar). Musa, "Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de bundan önce helak ederdin. Şimdi içimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mı edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın" dedi.
Bir de Musa kavminden mikatımız için yetmiş er seçmişti, vakta ki bunları o sarsıntı yakaladı, rabbım, dedi: dilese idin bunları ve beni daha evvel helak ederdin, şimdi bizi içimizden o süfehanın ettikleriyle helak mi edeceksin? O sırf senin fitnen, sen bununla dilediğini dalalete bırakır, dilediğine hidayet kılarsın, sen bizim velimizsin, artık bize mağfiret buyur, merhamet buyur, sen ki hayrülgafirinsin
(Allah, Musa'ya kırk gece ibadetten sonra buluşma va'detmiş ve kavminden yetmiş kişiyi de seçip o huzura getirmesini emretmişti). Musa, bizimle buluşma vakti için kavminden yetmiş adam seçti (huzura getirdi. Gelenler, Musa ile Allah arasındaki o yüce konuşmayı işitmekle yetinmeyip Allah'ı açıkça görmedikçe inanmayacaklarını söylediler. Bunun üzerine) onları sarsıntı yakalayınca (Musa) dedi ki: "Rabbim, dileseydin bunları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizden bazı beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helak mı edeceksin? Bu (iş), senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini şaşırtırsın, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim velimizsin, bizi bağışla, bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin!"
Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip ayırdı. Bunları da 'dayanılmaz bir sarsıntı' tutuverince, dedi ki: "rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge. Sen bağışlayanların en hayırlısısın."
Musa, ta'yin etdiğimiz vakıtda (tevbe için beraberinde götürmek üzere) kavminden yetmiş adam ayırdı. Vaktaki onları müdhiş bir sarsıntı tuttu, dedi ki: "Ya Rab, eğer dileseydin onları da, beni de daha evvel helak ederdin, içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin? Zaten o da Senin imtihaanından başka (bir şey) değildi. Sen onunla kimi dilersen sapıklığa götürür, yine onunla kimi dilersen (bunu da) doğru yola iletirsin. Sen bizim velimizsin. O halde bizi yarlığa, bizi esirge. Sen yarlığayıcıların en hayırlısısın".
Musa, ta'yin ettiğimiz vakit için kavminden yetmiş kişi seçti. Onları titreme tutunca dedi ki: Rabbım; dileseydin önce onalrı da helak ederdin, beni de. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin? Bu, Senin imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini dalalete düşürür, dilediğini de hidayete götürürsün. Sen, bizim dostumuzsun. O halde bizi bağışla, merhamet et bize. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.
-Rabbim, eğer dileseydin onları ve beni daha önce helak ederdin. İçimizdeki alçakların yaptıkları şeylerden dolayı bizi helak mı edeceksin? Bu senin imtihanından başka bir şey değildir. Sen, onunla dilediğini sapıklıkta bırakır ve dilediğine de doğru yolu gösterirsin. Sen bizim velimizsin. Bizi affet, bize acı! Sen bağışlayanların en hayırlısısın!
Musa ümmetinden yetmiş kişi seçti, onları alıp huzura getirdi. Gelenlerin bu kabul şerefiyle yetinmeyip Allah'ı açıkça görmek istemeleri üzerine, onları şiddetli bir deprem yakaladı. Musa: "Ya Rabbi! dedi, dileseydin beni de bunları da daha önce imha ederdin.Şimdi bizi aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı helak mi edeceksin?Bu sırf Senin bir imtihanından ibarettir. Dilediğini bu imtihanla şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sensin bizim Mevla'mız! Affet bizi, merhamet eyle! Sen affedenlerin en hayırlısısın!"
Musa, tövbe etmeleri için kararlaştırılan yere gelmek üzere, halkından yetmiş adam seçti.. . Ne zaman ki orada onları şiddetli sarsıntı yakaladı, (Musa şöyle) dedi: "Rabbim. . . Eğer dileseydin (hakikati örtme suçundan dolayı) onları da beni de daha önce helak ederdin! Aramızdaki anlayışı kıtların yaptığı yüzünden bizi helak mi edeceksin? O ancak, senin bir fitnendir; kimi dilersen onunla saptırır ve kimi dilersen hidayet edersin. . . Sen Veliyy'mizsin; bizi mağfiret et ve bize rahmet kıl. . . Sen Ğafir'lerin (bağışlayanların) en hayırlısısın. "
Bizimle randevu için, Musa, halkı arasından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: 'Rabbim, dileseydin beni ve onları daha önce yok ederdin. İçimizde ki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin düzenlediğin bir sınav olmalı. Dilediğini onunla saptırır, dilediğini de onunla doğru yola iletirsin. Sahibimiz sensin; bizi bağışla bize acı. Sen en iyi Bağışlayansın,' dedi,
Musa, belirlediğimiz buluşma için adamlarından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: "Ey Rabb'im! Dileseydin bunları da beni de daha önce yok ederdin. İçimizdeki birtakım beyinsizler yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, ancak senin bir fitnendir. Onunla dileyeni sapkınlıkta bırakırsın dileyene de hidayet edersin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın." dedi
And Moses selected from his people seventy men for Our appointed time; so when the Earthquake seized them, he said: "My Lord, if You wished You could have destroyed them before this, and me as well. Will you destroy us for what the foolish amongst us have done It is all Your test, You misguide with it whom You please and You guide with it whom You please. You are our supporter, so forgive us and have mercy on us; You are the best forgiver."
And Moses chose of his people seventy men for Our appointed time; then when the earthquake seized them, he said: “My Lord: if Thou hadst willed, Thou wouldst have destroyed them before, and me. Wilt Thou destroy us for what the foolish among us have done? It is but Thy means of denial: Thou sendest whom Thou wilt astray thereby, and guidest whom Thou wilt. Thou art our ally, so forgive Thou us, and have Thou mercy on us; and Thou art the best of those who forgive.
Musa chose seventy men from his people for Our appointed time and when the earthquake seized them he said, ‘My Lord, if You had willed, You could have destroyed them previously and me as well. Would you destroy us for what the fools among us did? It was only a trial from You by which You misguided those You willed and guided those You willed. You are our Protector so forgive us and have mercy on us. You are the Best of Forgivers.
Moses then selected seventy men from among his people, to come to our appointed audience. When the quake shook them, he said, "My Lord, You could have annihilated them in the past, together with me, if You so willed. Would You annihilate us for the deeds of those among us who are foolish? This must be the test that You have instituted for us. With it, You condemn whomever You will, and guide whomever You will. You are our Lord and Master, so forgive us, shower us with Your mercy; You are the best Forgiver.
And Moses selected from his people seventy men for Our appointed time; so when the earthquake seized them, he said: "My Lord, if You wished You could have destroyed them before this, and me as well. Will you destroy us for what the foolish among us have done? It is all Your test, You misguide with it whom You please and You guide with it whom You please. You are our Supporter, so forgive us and have mercy on us; You are the Best Forgiver."
Moses selected from his people seventy men for Our appointed time; so when the quake seized them, he said, "My Lord, if You wished You could have destroyed them before this, and me as well. Will you destroy us for what the foolish amongst us have done? It is all Your test, You misguide with it whom You please and You guide with it whom You please. You are our supporter, so forgive us and have mercy on us; You are the best forgiver."