Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, derin bir ayrılık ve çıkmaza düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fein | eğer | |
2 | amenu | iman ederlerse | امن |
3 | bimisli | gibi | مثل |
4 | ma | ||
5 | amentum | sizin iman ettiğiniz | امن |
6 | bihi | ona | |
7 | fekadi | elbette | |
8 | htedev | doğru yolu bulmuş olurlar | هدي |
9 | vein | eğer | |
10 | tevellev | dönerlerse | ولي |
11 | feinnema | mutlaka | |
12 | hum | onlar | |
13 | fi | içine | |
14 | şikakin | anlaşmazlık (düşerler) | شقق |
15 | feseyekfikehumu | onlara karşı sana yeter | كفي |
16 | llahu | Allah | |
17 | ve huve | ve O | |
18 | s-semiu | işitendir | سمع |
19 | l-alimu | bilendir | علم |
Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka ayrılık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir; bilendir.
Onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar.* Dönerlerse, yalnızca anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter.* O, duyandır, bilendir.
Sizin onayladığınız gibi onaylasalar doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, karşıt olmuş olurlar. Onlara karşı ALLAH sana yeter. O İşitendir, Bilendir.
Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, derin bir ayrılık ve çıkmaza düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.
Onlar da sizin inandığınız gibi inansalar, yola gelmiş olurlar. Yüz çevirirlerse, tam bir parçalanma içine girerler. Onlara karşı Allah sana yetecektir. Dinleyen ve bilen O'dur.
Eğer sizin inandığınız gibi inanırlarsa, doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer dönerlerse, kesinlikle ayrılığa sürüklenmiş olurlar. Allah, onlara karşı sana yeterlidir. Çünkü O, Duyandır; Bilendir.
Eğer onlar sizin inandığınız gibi inanırlarsa, işte asıl o zaman doğru yola girmiş olurlar. Yok eğer bundan kaçınırlarsa, o zaman ayrımcılık çıkarıp sapan onlar olmuş olur. Onlara karşı, (tam zamanında) Allah sana yetecektir: zira O'dur içinizden geçen dilekleri işiten, niyetlerinizi ayrıntısıyla bilen.
Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak içindedirler/parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O.
Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.
Eğer onlar da böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu buldular. Yok, yüz çevirirlerse, onlar sadece bir ihtilaf ve çekişme içindedirler. Allah da senden yana onların haklarından geliverecektir. O, herşeyi işiten ve bilendir.
Eğer (ötekiler de) sizin inandığınız gibi inanırlarsa şüphesiz doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse de derin bir çıkmaza saplanmış olurlar, ama Allah seni bundan korumaktadır. Zira yalnız O'dur her şeyi işiten, her şeyi bilen.
Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
eğer böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu buldular, yok yüz çevirirlerse onlar sırf bir şikak içindedirler, Allah da sana onların haklarından geliverecektir, ve o, o işiden, o bilendir
Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; ama dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşerler. Onlara karşı Allah sana yeter. O, işitendir, bilendir.
Şayet onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir ayrılık içindedirler. Onlara karşı Tanrı sana yeter. O işitendir, bilendir.
Artık, eğer onlar da sizin bu iman etdiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Şayed yüz çevirirlerse onlar (size karşı) ancak muhaalefetdedirler. (Habibim) o suretde onlara karşı Allah (sana) yeter (Allah seni sıyanet edecekdir). O, hakkıyle işiden hakkıyla bilendir.
Onlar da, sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Şayet yüz çevirirlerse; şüphesiz ki onlar çekişme içerisindedirle. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O, Semi'dir, Alim'dir.
-Eğer Yahudi ve Hıristiyanlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse şüphesiz hidayete ererler; yok eğer yüz çevirirlerse onlar ancak ayrılık içindedirler. Allah onlara karşı sana yeter. O hakkıyla işiten ve bilendir.
Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, doğru yolu bulmuş olurlar. Yok yüz çevirirlerse, mutlaka size karşı bir ayrılık ve düşmanlık içindedirler. Bu takdirde ise onların hakkından gelmek için Allah sana yeter. O hakkıyla işitir ve bilir.
Eğer onlar da, sizin O'na iman ettiğiniz kapsamda iman ederlerse, hakikate giden yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, parçalanmış ve dar kafalı olarak kalırlar. Onlara karşı Allah sana yeterlidir! "HU"; Es Semi'dir, El Aliym'dir.
Sizin inandığınız gibi inansalar doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, karşıt olmuş olurlar. Onlara karşı ALLAH sana yeter. O İşitendir, Bilendir.
Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, derin bir ayrılık ve çıkmaza düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.
So, if they believe exactly as you have believed, then they are guided; but if they turn away, then they are in opposition and God will suffice you against them, and He is the Hearer, the Knower.
Then if they believe in the like of that in which you believe, they have been guided; but if they turn away, they are only in schism. And God will suffice thee against them; and He is the Hearing, the Knowing.
If their iman is the same as yours then they are guided. But if they turn away, they are entrenched in hostility. Allah will be enough for you against them. He is the All-Hearing, the All-Knowing.
If they believe as you do, then they are guided. But if they turn away, then they are in opposition. GOD will spare you their opposition; He is the Hearer, the Omniscient.
So, if they believe exactly as you have believed, then they are guided; but if they turn away, then they are in opposition and God will suffice you against them, and He is the Hearer, the Knower.
So, if they acknowledge exactly as you have acknowledged, then they are guided; but if they turn away, then they are in opposition, and God will suffice you against them; He is the Hearer, the Knower.